12 Mart 2022 Cumartesi

Dünya'nın içinde, kaçıncı yeni düzen?

   Defterde tutulan günlüklerimizin yerini bloglar almıştı. İnsan kendisini internet'in uçsuz bucaksız arazisinde tanıtmak veya kendi fikirlerinin önemli olduğunu göstermeye çalışıyordu. Bizler daha renkli ekranlı ve nispeten de adam akıllı kamerası olan telefonların çıktığına, oyun konsollarının da gittikçe gerçekçi grafiklere sahip olmasına sevinirken, 2000 yılından sonrakı "Hızlanma" veya "Hızlı tüketim, yaşam" Çağına girmiştik. 

 Seneler ilerledi, yaş aldık. Hayatı ve insanları anlamaya çalıştık. Bir şeyler oldu... Ta ki bu insanların fabrika ayarları değişene kadar. Eski blogları yazdığım zamanları hatırlıyorum da bu kadar umrunda olmayan, kendinden başkasını düşünmeyen ya da işte bencil değildi insan. Hele pandemi daha da mahvetti. Kara bulut gibi bazılarının kanına giren bu defekt özellikleri insanların suratlarından haylice okuyabiliyorum. Davranışlarına bakmaya bile gerek yok. Tabi ikinci satırdayız, bu ne yazısı ya? Diyenleriniz olabilir. Nispeten 2000 sonrasındaki insanın artık kendini tüketmesi ve bir yerlerde hem anlam hem de kendini araması.


 Öncesinden sonrasına neler değişti? veya biraz daha tahlil, gözlem odaklı bir yazı serisine başlıyorum. İlk açılış olarak böyle giriş yapayım dedim. Umarım güzel olmuştur. Umarım hala bir şeyler okuyan veya duyguları dile getirenler vardır.

Siz Beğendiniz ;)

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı