1 Haziran 2008 Pazar

Hediye

Hiç düşünmeden oturdum
Biraz esiyordu sanırım
Kaybolmuş bedenler içinde olduğumu farkettim
Havalı gülüşler etrafta cirit atıyor

Neden gelmiştik?
Mola mı verdik?
Soluklanmaya ihtiyacım yok
Yoruldum ama beni yoran
Yanlış kişiler

Arkamda bir fısıltı diğerlerine benzemeyen
Döndüğümde o duru güzelliği gördüm
Bir anlık bakışma yaktı
Daha öncesinde neler olduğunu gördüm
Sen söz versen bile üzülmeyeceğimize
Bu bitecek bir gün en azından bunu biliyorum

En keyifli tarafı seni uzaktan izlemek
Saatlerce dokunmadan bakmak
Çizdiklerini sorgulamadan
Kalp atışını bile değiştirmeden bakmak
Saçına bile dokunmadan oturup bakmak

Sanırım bu kadarı benim için yeterliydi
ya da miy di?
Anlamadan kalktın sanırım buradaki sahte gülüşlerden

Şimdi atsam kendimi burdan beklemeksizin bu boşlukta kim diye



(Sanırım Bakırköy ve sanırım capacity)

26 Mayıs 2008 Pazartesi

Sende-Bende

Herkes kötülüklerin gitmesini isterken
Biz sevdiklerimizi terkediyoruz
Hem de büyük bir acıyla

Anlıyoruz boş olduğunu
Doluya doldurmanın
Çünkü hazmetmemişler
Çünkü doymuşlar sevgiye

Ben aç değilim
Sadece gereken değeri vermeliyim

Anlamsız gelebilir sana
Ne olduğunu öğrenmişsin sadece lafta
Yaşamamışsın gerçeği
Yaşadım sanmışsın,kandırmışlar seni

Değiştiremem bundan sonra
Bildiklerin sana doğru

Aynı noktaya gelsek de bazen
Sanırım ayrı yollarda yürümeliyiz
Her ne kadar birbirimizi paylaştıksa da


(Dibe çöküş)

3 Mayıs 2008 Cumartesi

Çark

Ne zaman küçük bir çocuktum
Dinlemeyi öğrendim

Ne zaman küçük bir çarktım
Sistemin parçası olmayı öğrendim

Ne zaman hisseder gibi oldum
Kaybetmeyi öğrendim


( Öyle bir anlık geldi işte)

29 Nisan 2008 Salı

Gelecek

Herşeyin sona erdiği yerdeyim
Ne beklediğimin farkında değilim
Umutlar sırt çantamda
Saatim durmuş
Yanıyorum bu durakda

Toz bulutu kaplı
Kapı gıcırtıları
Parmak ucuma düştü
Yağmur taneciği
Issız tavan arası gibi rutubetli
Anne koynu gibi sıcacık
Baba kızgınlığı gibi öfkeli
Kalmalı mı? Gitmeli mi?

Zincirlerim yok ki
Neden düşüneyim?
Bu saatten sonra neyin kararı verilmeli?
Tek bir yol var sonu nereye gider
Düşenmeden hareket etmek ise ahmaklığın göstergesi
Yeni bir yol mu çizmeli?

Haydi dürt kendini
Kalk ayağa yol uzun bekler beni
Arkama baksam boş kuyu karanlığı
Atmosfer bile hoşçakalı özlemiş
Yankılanır merhabalar

Sen

Ne şiir tadında ne şarkı ne de deneme birden akıverdi sözler.Atıl abi ile lost dizisi hakkında konuşurken muhabbet başka yerlere kaydı şeker tadında ortaya bunlar çıktı

Jack insan gibi birisiyle beraber olur
Kate gibi bir kadınla olacağıma
Juliet ile beraber olurum
Kadın dediğin sadakati sevmeli
Arkadan bıçaklamamalı
ama Sezar bile demiş sende mi Brütüs?

Aslında devamını getirmek isterim,getiririmde boku çıkar diye korkuyorum o yüzden tadımlık kalsın.

28 Nisan 2008 Pazartesi

Bu kremalı geceler

Ne zamandan beri deneme tadında,şarkı tadında yazıyordum uzun zaman oldu aktarmayalı

*Hastalık düzeliyor gibi mümkünse girmeyecek artık hayatıma yeni biri.Evet sert bir kural

*Kendini eğitmek hakikatten önemli ama şunu ele alıyorum burda kitap okumak,türlü festivalleri takip etmek efendime söliyim mi onu da bilmiyorum yani görgü bazında şimdi dışarıya baktığımda bi edep adap var nerden gidilir nereden yürünür nerde yol verilir nerden inilir... gibi buraya geldiğimde tamam bir acele olduğu belli ve artık kabul etmeliyiz metropol olduğunu İstanbul'un ama ayı görünümündekileri nası ehlileştireceğiz?

*Karşılaştırmadım zaten 90'ları gören biri olarak ki 90 öncesi ayıp olan şeyler şimdi sansürsüzce evimin kapısından içeri giriyor.

*Bazen spot ışıkları çok ağır olabiliyor.

*Ben alışmamışım civcivli hayata tek katlanışım güzel bir hayat kurmak.

*Yorulduğunuz zaman artık gelen gideni aratmayacak o kadar kişi kapınızı çalmış olacak ki,artık belli bir yerde durmak isteyeceksiniz o zamanda bekle babam bekle.Buna benzer sözü Erdem abi masör odasında söyledi o kadar tatlı söyledi ki böyle dokunsalar ağlayacaktım.Bu söz de bugün müzik dinlerken arabada kafamda şişti birden.

*Bu kısa oldu böyle n'apalım

24 Nisan 2008 Perşembe

*Bizim karşıda bi kız var triko üzerine dükkan etraf canlansın diye dışarı kolon koydu ama sesi sonuna kadar açıyor müziğin yani dayanmak imkansız özellikle de pazar günleri,geçende eve girerken düşündüm istek parça verebiliyor muyum diye.

*İki hafta kadar önce windows hata sesi var ya "dııın" diye.Pc'yi kocaman hoperlöre bağlamışlar idman yapıyorduk o hata sesi yusuf yusuf yaptırdı

*Florya'da istasyonun gerisinde çekmece tarafında yolun ortasında ağaç var kesmeyin tamam da kaldırımı ona göre yapın be abi adam ona çarpsa ne olacak?

*Daha önceki bi sayfamda yazmıştım kazaya kurban gitti tabi.Nuh der.Peygamber demez.E zaten Hz.Nuh'da Peygamber değil mi,böyle çelişkilere bayılıyorum.

*Aynı şey keza anasına bak kızını al ise erkeklerde babasına bakın

*Geçen radyo dinlerken sağolsun iki seneden beri kendi çapımda kıçımı yırtarak belediyenin en çok uğraştığı soruna değindi abimiz kaldırımdan başka birşey yapmıyorlar yahuuuu

*Dışarıyı görüp de diyeceğim hava atma manasında değil gerçekten bizim insanımızda biraz öküzlük var ne yolda yürümesi ya da bir edep yok kuraldışı.

*İstanbul bu sene daha bi sivri,acımıyor artık kimseye

*Facebook ilk başta herşey güzeldi evet artık boku çıktı artık yani nası desem çok afedersiniz ama yemekten sonra geğirenler grubu ne bileyim otun bokun bile grubu açılacak oldu zaten de işte yolunu yapıyoruz.

*Üzüldüğüm noktalardan biridir ki (acaba bunuda mı başlığını yapsak?) insanların tabi ki de artık mütevazi takılmasını beklemiyorum da kendilerini anlatıyorlar,sanki bir yarışma programına katılmış gibi bu özellikle ikili ilişkilerde çok oluyor ben böyleyim ben şöyleyim.Bravo hemde bir kilo alkış en temizinden ya bi günü geçirelim en kötü fikir sahibi olalım dicem zaten bayan olsun erkek olsun ayırım yapmıyorum bunlar böyle devam ederler bırak ben sorayım ne seversin ne giyersin en sevdiğin şeyler... yakında zaten yeni sevgili için CV hazırlama gibi bişey düşünüyorum belki o zaman tarihe geçerim.

*
işin ucunda yapayalnız da kalmak olsa tavrından vazgeçmeyen insan tavrı diye sosyomat'da bir yorum yazmışım beğendim sağolsun beğenmişler tabi ne zamandır okuyamıyorum yazılarımı dedim buraya uyabilir düşüncesinden aktarıyorum;


Gurur yapmak değilde köpek olmak ters gelir hep yala yala sadece onunn gözünde küçümsenmek boşa çekilen acılar halbuki kafayı bir çevirsek diğer tarafta ne kadar da sevimli bayanlar vardır.Gidene kal denmez artık ama insan otuzuna yaklaştı mı asıl burda işler ciddiyete biniyor sonra aaa ya o zaman çocuktuk muhabbetleri yapılıyor halbu ki ergenliği 15 sene önce atmadık mı?

Her zaman kılıfa uydurulacak birşeyler var.


Ekstra not yani gurur bence boş bir nedenler silsilesi nedenler aslında gururlar oluyor.Sanki akraba gibi ismi oldu neyse ne yirmi küsur yaşında hala çocuk gibi davrananlar karşındakinden olgunluk bekliyor...Bu uzar gider neyse sinirlenmeyeceğim.

devam edeceğiz

İçinden

Beni öldürseler
Kalırım gidemem
Hissedebildiğim tek kişi sen olabilir misin?
Burada ki sessizlik kulak uğultuyor
Hissedemem kendimi
Nasıldı gülüşlerin göremiyorum
Güzel miydi kahkaların?
Yumuşak mıydı yanakların?
Nasıldı dudakların?Öpemiyorum
Sesini duyamıyorum
Yağmur yağıyor,sen gitme

Kaybetmiş sanırım bu kendini
Aramaz yeni birini
Oturmuş bankta beş sene önce
Hala bu güzellik aynı değişmemiş gülüşün
Arar mısın ki birilerini?
Saklamışsın yeni çocuk heyecanlarını
Neşe dolu
Hala yağmur yağsa dans eder

Aniden durursun anlamsız
Diyebilirim sen mutsuz musun?
Sakın ağlama
Ben gitsem,sana birşey olmasın

16 Nisan 2008 Çarşamba

Nerede

Masumiyet kaybetmişiz aslında gibi devrik cümleler anlatır bu şahıs.Temiz sayfa açalım istediğimiz kadar atılanlar birikiyor bir yerlerde...Rüzgarda savrulurken yüzümüze tokat gibi çarpıyor elime alıp baktığımda kağıt ıslanıyor yok hava güneşli gözümden akan bir iki damla.
Kağıtta yazanlar -mış,-miş,-muş var biraz da.Düşündüm saniyelik konuşmalar,fikirler döküldü içimde.Asıl değerleri kaybetmiyoruz hep var sadece görmezden geliyoruz.Arzular yozlaştırıyor bedenleri,dikkat ettim arzular her zaman bizimle değil sadece arada bir azmakda olan bir hayvan gibi ona uyduğumuzda ise bir kerelik kayboluş başlıyor.

Kaybedilenler herkes için bir değil,şurası kesin geri gelmeyeceği gerçeği.Korkmuyorum karanlıktan zaten alınacakları aldınız.Gülüyorum o da benden sadece et parçasından bir şey kalmadığındandır yani.Sonra niye bu kadar gergin,soğuk soruları...Uzayda bile her gezegenden bir tane var burası Dünya ikizimiz var ama aramızda bile farklılıklar var bu bir kanun değil doğuştan gelen olgu sonra üzülmeyelim,birbirimizi değiştirmeye çalışmayalım.Neysek o değil miyiz?Birbirine değer verenlerin saygıları nerede?Sevgiler sandık içinde tamam ama bu bir çerçeve.Kendi hayatınızda yönetmen sizsiniz senaryo yazın istediğiniz kadar ertesi gün illa bir değişim olacak sizin etrafınızda dönmüyor,siz dönüyorsunuz etrafında bu çılgın Dünya'nın.Bir sene gözümün önünden akıyor takvim yaprağı gibi bir dikdörtgen içine sığdırmayı başarabilmişler saklayın eskileri,verdiğiniz değerleri koruyun,canınız pahasına değişecekse dengeler değişsin.Sonra derler kulak asmayın zaten konuşmazdı diye.Biliyorsunuz ki siz onu kaybetmemek için yaptınız,gülüp geçin.İçinizden kuruyup gidenler olabilir.Herkesin kendi doğrusu var eşittir dediğimizde kendi çapımızdaki tecrübeler bunları veriyor bize körü körüne bağlanmak mı?Hayır tabi benim çemberimde milyon insan var beni değil fikirleri en azından etkiliyor da demiyim fikirlere yeni bir bakış açısı katıyor.Tecrübeye değişik bakış açılarından bakarsanız işte tadından yenmez bir hal alıyor.Daha çok daha çok...Şunlarda olmuyor değil bazı ergenlik seviyeleri tespit edilmiş buna göre de sayısal veriler ortaya çıkıp bunlar böyle,şunlar şöyle deyip bilgimize sunulmuş ama sadece...


Yarım kalır bu yazı devamı gelmez
Tek şey var mazi değişmesin diye dokunmuyorum

14 Nisan 2008 Pazartesi

Yarım Kalan

Bir otel odasında
Kanı çekilmiş birşeyler gibi
İsteksiz,soğuk,düşüncesiz
Her odada ayrı drama
Sarhoş bedenler uçmuş
Yılanlar yatakda

Trenler
Her vagonda yeni umutlar
Bu gece sessizliğinde
Konuşan ışıklar
Yaz yağmuru gibi
Tenime değdin

Asansör
Her numara
Ayrı bir dünya
Her katta bırakılmış
Yanlızlık
Acısız direnişler buldum

Balkonlar ıssız
Misafir bekliyor

Sokaklarda zehirlenmiş
Tıpkı benim gibi ama
Acısını çekmez
Benim olmadığım gibi
Her terkediş bu rayları
İçimden tohumları alıyor
Bir daha hiç yeşermeyecek

(13.04.2008 İtalya-Torino)
Yarım kalan o gece için

5 Nisan 2008 Cumartesi

Kesintisiz Yorgunluklar

Yürüdüm sokaklarında
Sanki bir tene değer gibi
Dokundum
Duvarlara
Acılarımla gezdim
Sevgimi haykırdım
Neşemi paylaştım

7/24 ışıklar
Bu şehir ağlıyor
Kaldırımlar soğuk
Sanki alışılmamış bir ten gibi
Dokunmak anlamsız

Değiştirmeye çalışıyorlar ki
Değişen
İnsan,zaman ama mekan değil

Fazlasıyla bir insandan
Daha çok duygu var sende
Saklı bir sandık
Parçamsın sen benim kopamıyorum

Gidiyorum ama hep geri gelecekmişim
Aklım karışık
Soyutladım kendimi herkesten
Sadece anlamlı olan tek şey varsa
O da bu şehir

1 Nisan 2008 Salı

Aynalar

Dört duvar,bir kapı
Her duvar ayrı bir mazi
Hepsinde farklı duygular
Dokundum teker teker
Ürperdim!

Birine yüzümü döndüm,acıttı
Diğerine sırtımı dayadım
O güzel sıcaklık
Ötekine yaslanamadım bitirmişti
Yıllar önce beni

Küllerden doğmadım
Tam acının olduğu yerde
Açtım gözlerimi
İyilik mi?Maraz doğurdu bugün
Yalancı mı?Gitti dokuz köyden
Kötülükler istemsiz acılardan ibaret

Aynı döngüler acıtıyor
Yoksa tekil şahısların görevi bunlar zaten
Kafaya takarsak zincirleme
Boşversem gizli özne

Merhaba

İstanbul boğulmuş
İzmir tatlı güzellik
Antalya dinleyişte
Gönlüm parçalı bulutlu
Yüreğim ıssız bir çöl
Bağırmayın kimseler yok
Kurtaracak bizi

O ışıklar
Yalancı deniz fenerleri
Karaya yanaşmayı bekleyen
Bir gemi acısı içinde saklı

Bu limanda yalancılara yer yok
Haydi başka kapıya
Son umutlar
Yem bekler gibi suda yüzüyor

Sona Doğru

Hayatımdaki
Tüm yanlışlar
Yanlış kişiler
Yanlış zaman,yanlış mekan
Birer sinyalizasyon hatası

Şikayetleriniz
Beni kabullenmeyişiniz
Buyrun beyaz masaya

Derdin varsa gel konuşalım
Gidelim sessizliğe
Anlat ki yanlışlarımı göreyim
Ya da sus
Anın tadı damaklarda kalsın

31 Mart 2008 Pazartesi

Böyle mi?

*Aslında değer verip kaybettiklerimiz gereksizlerimiz mi?

*Her zaman eleştirenler kendi işlerinde mükemmel mi?

*Birinin hayatına girmek için temelli kassam mı?(Sonu hüsran olmasın)

*İlaç paralarımla yeni bir araba alabilir miydim?

*Eden bulur mu?

*Bende bir numara yok,daha iyilerine layıksınız.Arabalar,evler,markalar içinde boğulun

*Bir hayalim var o ev

*Dalga geçin ben kendi yolumdayım,şeritlere bölünmüş lütfen karışmayın

* O gelecek hiç gelmiyor dediğim meğersem her zaman benle olan gölgem

*Bu gözyaşları duygu belirtisi değil,çekilcen hayat fotoğrafları hemde rötuşsuz

*Ben sizi kaybetmek istemedim,siz kendiniz kaybettirdiniz

*Olgunluk seviyesine gelen bünye nasıl olur da çocuklaşır sonra bana çocuk diyolar

*Her gerçek öyle bir yalanla kaplanmış ki bu samimiyetsizlikler tamamen karnı aç bekler

*İnsan ilişkileri önemli

*Bir et parçası yüzünden hasta olduğum aklıma geldikçe üzüntüden ne yapacağımı şaşırıyorum keza artçılar için bir başka bedeni hatırladıkça

22 Mart 2008 Cumartesi

Kum saati

Bugün hafif uykuluyum kafamda yine konuşmalar bi tanesini çektim içinden hakkatten dedim ben bu zamana kadar bir sürü kimlik aldım sora başladım saymaya

Çocuktum önce

*Evlat oldum

*Abi oldum

*Yeğen oldum

*Kuzen oldum

*Torun oldum

*Sevgili oldum,yeri geldi saygılı

Daha sırada bekleyenler ise: Dayı,baba,amca,dede,bacanak,iyi bir eş,enişte


çok değişik çooooook bu hayat

Böyle oldu

*Küçümseyen oldu

*Oturduğum yeri beğenmeyen oldu (Sanki satın alacak)

*Dalga geçen oldu

*Tanımayan oldu

*Değişenler oldu

*Başka arayışlar içinde olanlar oldu

*İhanet edeni oldu

*Hasta edeni oldu

*Sinir edeni oldu

*Deli edeni oldu

*Güldüreni oldu

*İz bırakanı olmadı

*Üzmeye çalışan oldu

*Kandıran olamadı

*Öpen oldu,öptüren oldu keza

*Ağlatanı oldu,eden bulur dedik

*Seven oldu

*Elimi tutan oldu

*Yardım ettiğim oldu

*Dokuz köyden kovulduğum oldu

*Sevmeyen oldu

Tepeye ulaşmak için iki güzel değerden birini bırakmak veya bırakılmak gerektiğini anladık geç olsa da...

20 Mart 2008 Perşembe

Eve Dönüş

Karın ağrıları
Bu sert kahveler

Güzel gülüşler
Bu rüyalar

Rahatlığın keyfi
Bu güzel yalnızlık

Kafamı dinliyorum
Bu adada
Herkes çekilmiş kabuğuna
Yolda bir ben
Karşıya geçmek
Çizgili bir ünlem
Burda dokunamadılar
Kimse üzmedi,üzemedi
Yetti bu uzaklık
Yaklaştığımda her dokunuşunuz
Acıtıyor
Nefret etmek istemiyorum
Bu yüzden evet bu yüzden
Lütfen bakışalım mesafeli bir uzaklıktan saygıyla
Lütfen bakışalım mesafeli bir yakınlıkta sevgiyle

Bitecek bir noktada güzel değerler kaybetmek
Yüreklerde su toplamış bir acı
Göz yaşları tatlı su damlası

Bu anlamsız karmaşa
Eninde sonunda bu tren bir diyecek
Durakta seni bekleyen biri var
Yolun sonu değil bu
Yeni bir hayata açılan kapı için
Başlangıç

6 Mart 2008 Perşembe

Karışık (Kes)

Anlamsız bir burukluk
Ağlayamıyorum
Gözyaşlarımı çalmışlar
Tepki veremiyorum
Duygularım kayıp
Anlam veremiyorum olaylara
Bu ben miyim?
Nerdeyim?
Gülemiyorum
Mutluluktan bir haber
Kızamıyorum
Sinirler alınmış
Önemseyemedim kusura bakma
Değerler düşmüş
Baktığımda üzgün
Kendini kaybetmiş
Konuşamıyorum
Anlatılacaklar silinmiş
Bir kalemde
Özlesem
Bomboş bir oda
Gidemiyorum
Elim kolum bağlı
Kanatlarım kırık
Dokunamıyorum
Burda değilim sanki
Anladım şimdi
Anladım
Öldürmüşsün bu bedeni

Özür Dilerim

5 Mart 2008 Çarşamba

Kafes

Hayat bu akıp giden
Hareketli bir fotoğraf
Herkes kendi çekiyor
Yer,zaman,arkadaşlar,duygular
Hepsi bir karede
Konuşamıyorum
Bu çerçevenin içinde
Kır camları
Özgür bırak bu zamanı
Benim hikayem
Senin hikayen ne?
Çekmeye korkarım
Bu güzellikleri
Yaşamak lazım dondurmadan
Tatmak gerek çekmeden

29 Şubat 2008 Cuma

Toz Bulutu

Hafiftik Ay'da
Hiç bu kadar güzel gözükmedi gökkuşağı
Sorunsuz,sıkıntısız
Yıldızlar bir adım daha yakın(tıpkı asimtot)
Dokunmayı hayal etmek(burda gerçek)
Üzülmek(bir nebze daha az)
Yörüngemden memnunum(sürekli dönsemde)
Size bakabiliyorum
Haykırıyorum(nafile)
Sessizlik alabildiğince
Yeşil kırlar yerine soğuk kraterler
Daha yolumuz var diğerlerine
Zorluklar engebesiz arazide çözülmüş
Acılar bu atmosferde boğulmuş
Eğlencemiz neşemiz
Kaynağı sevgimiz

24 Şubat 2008 Pazar

Benimle-Seninle

(Erkek)

Gerdin yine bu programda
Bardan çıktım üç beş hatunla
Eyvaaaahh!
Yine yakalandık kameralara

(Kız)

Alo hayatım geç gelicem eve
Yine toplantım var
Tempo yoğun
Koşuşturmalar arasında
Biraz reytinge ihtiyacım var
Çok şık olmalıyım
En güzeli ben olmalıyım
Bu defilede
Gece başkasının koynunda
Yakalanmasam hiç kimseye
O da bilmese
Şeytanla yattığımı ;)

(Telefonda)

Alo cicim n'aber?
Sağol canım senden n'aber?
Biraz orda,biraz burda
Buluşalım
Olmaz!
Spotlar terletti
Neydi bu akan yüzümden?
Makyajlar mı?
Sahte yüzüm mü?

20 Şubat 2008 Çarşamba

Akan Duygular

Sahte kostümlerle dolaşıyorlar
Yalanlardan arındırılmamış bu bedenler
Daha ne kadar acı çekecek
İlk darbede Dünya'ya küstük
Kimseyi sevmeyeceğiz diye
Beyaz atlı prensler grevde
Acılarım yüzümdeki çizgiler
Seni gördüğümde mutluydum
Sensiz her yer karanlık oda

**** **** **** ****

Bu tarif edilemez duygu
Herkes de farklı
Kimyam değişti olsun böyle güzel

**** **** **** ****

Bazen değişik tatlar almak gerekiyor
Buda onlardan biri
Acı mı tatlı mı ne olduğu belirsiz

Toksin

Yorgun argınken elime hemen tutuşturdum bi kağıt kalem akıverdi gitti...

30'a doğru geldiğinizde merak ediyorum hala bu çocukluklara devam edecek misiniz?Döndüğünüzde iş işten geçmiş olacak.

-Bazen duygularımı hissedemediğimde ağlamaklı oluyorum,kalpsizlikten

-Mizah için eskiden eskiden böyle değildi tabi.Şimdi kurban seçilir bunu üzerine çalışılır modası.

-Aşk sadece yalan olan sevmek ise gerçek,her birliktelik için kişiye aşık olmak.Nerde bunu ilki?

-Uçağın içinde karmaşık biraz da sarmaşık oldum

-Yatak fantazileri için anatomi

-Herkes birbirini merak ediyordu.Sonra netten görünce birbirimizi bütün hevesler kırıldı.Akabinde sorarım;
Büyü bozuldu mu?
Masal mı bitti?
Neydi bu?

-Ötesi böyle diyor "Aşk içinde,yalan içinde..."

-Şunu net söyleyebilirim aşık olmadım ama sevdim belki bazıları karşılıksız yine de sevmeye devam edeceğim.

Yeni

19'u sabahı aslında o kadar güzeldi ki tarif edilemez benim açımdan.Fransa sokakları boş dicem ama ondan değil şu düşünceler biraz da olsa kafamdan gitti.Bu sesler bazen çıldırtıyor beni.Elimde 18'inden kalma Vatan Gazetesi'ne bakıyorum ve başlıyoruz;


*Anasını sattığımın yerinde herkese dizileri sor bilmediğin şeyi anlatır.Diğer meselelerde bi bok yok.Ondan sonra niye uyuyoruz muhabbetleri.

*O kadar ölüm ve felaket olayları oluyor ama hala başörtüsü

*Mantıklı düşünün bir insanın kendi dinini öğrenmesi kadar doğal birşey var mı?Kıyafet için birşey diyemiyorum .Eskiye bakıldığında kilisenin insanlara buna tapılacak dendiğini inkar edenler öldürülüyordu.Burda baskı var ve baskı yapan o zihniyete özeniyor ki zaten Atatürk zamanında ilkelerini koydu sadece batının bizi ileriye taşıyacak şeyleri almalıyız demişti.Tabi seneler geçtikçe ufak ufak yanlış bilgiler ekleyip millete empoze ettiriliyor.

ve burdan kimseye bağlayalım---------->

- Kimse eskinin lazım değil uçak fab.'nı kapattığını konuşmaz ama türban için hakkında konuşabilir.

- Kimse eskinin Devrim otomobilinin niye kaldırıldığını bilmez veya niye üretmiyoruz demez ama türban için konuşabilir.

- Kimse Türkiye Kyoto'yu imzalasa demez ama türban hakkında konuşabilir.

- Kimse daha az karbondioksit salınımı yapalım demez ama türban hakkında konuşur.

- Kimse kaliteli eğitimi arttırıp ek maliyet,dersanelere gerek kalmasın demez ama türban hakkında konuşur.

- Kimse beyin göçünü durduru buraya kazandıralım demez ama türban için konuşur.

- Kimse hala gerçek konulardan uzaklaşmak için ortaya yem atıldığını bilmez ama türban için konuşabilir.

- Kimse bizim artık silah ürettiğimizi bilmez ama türban hakkında bişeyler söyleyebilir.

Böyle biraz agresifim ama öfkemi kontrol edebiliyorum.Yanlışlar varsa söyleyin konuşalım.Öptüm ;)


13 Şubat 2008 Çarşamba

Adını sen koy

Her beden şeytan parçası
Bu gülüşler onun şakası
Sadece ben gibi sada
Üzülmediğimde bazıları haz alamıyor
Sevdiğimde kıyamıyorum dokunmaya
Hüzünlerim arka kapıda
Gülüşlerim herkese açık
-Miş'li geçmiş zamanda tecrübe edindim
-Di'li geçmiş zamanda üzüldüm
-Ecek,-acak'da hayaller kuruyorum
Şimdikinde ise huzurla kaplıyım

**** **** **** **** ****

Neyin büyüsüydü bu?
Tek kurban benmişim gibi
Bütün günahları çekmek için
Sadece ben miyim
Sevmek için?

**** **** **** **** ****

Oynadığımız oyunlara bakmıştım
İkinci çoğul şahıslara benzemek istemedim
Şimdi birinci tekilim
Sınırlarımı aştığımda bu kötü
Gerçeklik nereye kadar?
Her gidiş-dönüşümde bir ayrılık
Hayat büyük hemde hiç olmadığı kadar
Senin gibi,benim gibi değil ama
Rüyamdaki sesler bana karşı isyanın mı yoksa...
Cennetin yanında,yanıbaşında
Yanı yetmez seninle
Masum bir gülücük

**** **** **** **** ****

Güllerin içine girdiğimde her diken acımı hafifletiyor
Tecrübe olgunlaştırdı,acılar ise üzüntü
Çıkarılacak dersler
Yanlız Prenses bu bildiğimiz masallardan değil
Prensler okeye dönüyor
Keşke seni kurtarabilsem

12.02.2008

29 Ocak 2008 Salı

Bu sefer gerçekten

Bazı şeyleri açıkça söylediğimizde ceza gözüküyor uzaktan da olsa üstü kapalı olmaktan nefret ettim acısını hala çekiyorum bi yara gibi;

*Redd'in "Mutlu olmak için" şarkısını sakin kafayla dinledim akustiği canı fena yakıyor bi bakın derim efenim

*Keşke dememek için dolu dolu mümkün olduğunca yorucuyum,tükenmek yakışmıyor değerli daha güzel

*Süpermen olmaktan bıktım,biri gelse de bi anlık yardım elini uzatsa

*Rol yapmıyorum,ceza biletlerini kesiyorum

*Akşam akşam nerden geldiyse aklıma :D :D ulan hala gülüyorum erkeklerin şu lafı söylemesi biraz düşündürücü efenim "Koynumda o kadar sene yılan beslemişim demek!" düşünün bakalım nerde beslediğinizi :D :D

*14 Şubat yanlızlığıyla mı koyuyor yoksa olayı ticarete dökenlerin mızraklarıyla mı?

*Bu bir deneyim kendi başına olmaması için bir sebep yok hayatta.

*Bazen mantığımın bana oyun oynamaya hazırken ona soru sormak istiyorum.

*Türkçe pop sevmiyordum 90 sonrası için tabi neden ise konulara baktığımda hep ama hep aşk teması işlenmesiydi.Dedim millet bu kadar mı yaralı?Tamam bazı şeyleri herkes çekti belki hala daha çekiyoruz...90 sonrası günümüze baktığımda yine aşk teması birinci sırada ama şöyle bi değişiklik olmuş isterseniz inceleyin denemesi bedava.Efenim 90'larda ki şarkılarda çektiği acıyı anlatan ve kavuşma özlemi belirtiliyordu ağırlıklı olarak ve gerçekten emek verildiği insana da hissettiriliyordu şimdi ise ayda bir single'lar aldı başını gidiyor artı 90 sonrası şarkılarda bi isyan bi haykırma var sanırım bundandır diye düşünüyorum diğer bi etken olarak.Sonuç olarak "Oya&Bora" ikilisi de benim eskilerimde kaldığı için değişilmezim.

*Ana rahminden çıktığınızda size hemen bomboş ölçüleri belli olmayan bomboş bir kağıt veriliyor.Doldurma işide şöyle oluyor efendim elinizde iki kalem var tükenmezle yazdıklarınız silinemeyen sadece karalayabilirsiniz ama o zaman da hayatta üstünü kapayamadığınız şeyler oluyor.Kurşunu da kullanıyor insan siliniyor olması artı avantaj "Gibi" sadece gibi ama o da silindiğinde kağıtda iz bırakmasından kaynaklanıyor her yalanın çıkacağı gibi....

*1 Nisan'ı iple çekiyorum şahsen şaka bazında değil :D başka şeyler var

*Ergenlikten sonra,ki hala sevgi anlamında kovaladığımız şeyler var boku bokuna bitenler,iyi bitenler falan filan...otobüste geldi de aklıma evlendikten sonraki duygu,ve ilk çocuğumuzda bakalım ne hissedeceğiz?Ben tabi hala bu komik olan olaylara bi tarafımla gülüyorum :)

*Feridun abinin dediği gibi üzülmek için çok geç!

*
Taslak olarak kalan bir yazı..........

28 Ocak 2008 Pazartesi

Açılış aman ne açılış


Bunu yazarken aslında öfke içinde kuduruyorum desem yeridir çünkü bol şikayetli msn space sayfam silindi şikayet edenlere bol küfür microsoft'a ise de ömür boyu başarısızlıklar diliyorum,inşallah aynı şey burası için olmaz...

Siz Beğendiniz ;)

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı