30 Ocak 2012 Pazartesi

Yaratıcılıkta sınır yok ama ...

 Milletçe nerde sivri zekalık var orada biz bitiyoruz ama birazdan anlatacağım olay gerçekten dahiyane hatta yurtdışından bile tam not almış.

 Sakın karşı komşuya sövmek için denemeyin ;)

 29/01/2012 Karşıyaka-Göztepe derbisi için Karşıyakalı tarafatarlar küfürlü pankart sokamayınca biraz düşünmüşler ve ortaya QR KOD olarak bilinen ve kameralı cep telefonları arasında rezervasyondan tutunda envai çeşit işleri yapmak için kullanılan kodu kullanmışlar.  Bunu merak eden Göztepe'liler de hemen fotoğraf çekip mesajın ne anlama geldiğine bakmak istediler :D işte sonuç ;


 İngiliz basını bu dahiyane fikri kendi taraftarları için de söyledi. Notunuzu Alın !

29 Ocak 2012 Pazar

Fantezilere sahip bir havayolu

 Bugüne kadar sayısız uçuş yaptım, reklamlarda gördüğümüz gibi çok ateşli hosteslerle karşılaşmadım ya da ne bileyim Avrupa'da uçakları o kadar övdükleri kadar  konforlu bulmadım. Hatta şöyle söyleyeyim Sicilya'ya geçerken uçağın içinde her şey parayla satılıyordu, ikramlık şekerler bile. Yuh anasını diyemedim Sicilya yani sıkıysa söyle sıkarlar topuklara.

 İş havayolu reklamlarına gelince ve haliyle müşteri çekmek istenince ne kadar erotiğe kaçabilirsiniz? Bilmiyorum ama birazdan görecekleriniz gerçek reklamlardan ibaret. Tabi bunu ne kadar etik bulup yayınladılar orası da işin tartışılacak boyutu.  Tabi bir yandan da şurasını da düşünmüyor değilim. Millet zaten akıllı işlere kafa yormuyor mesela televizyon ekranında tüm bilgisini sizlere sunan bir adamı mı izlemek ister çoğunluk yoksa güzel bir mankenin frikiğini mi? Cevaplar farklıdır tabi ama ikincisinin nereden baksan bir ay içinde daha çok ses getireceği tartışılmaz gerçeklerdir ( Boş beyin tartışmaları) tabi bu malzemeyi bulan ve kullanmak isteyen abiler veya her kimseler işin kaymağını da sanırım yiyorlar.

 Bundan sonrası için yorum yok tabi :D işinize nasıl gelirse ;)





27 Ocak 2012 Cuma

Bankalar Acımaz !

  Banka banka söyle bana senden daha çok müşterisini kazıklayan banka var mı bu Dünya'da?
Bu yazımızda başıma gelen ve başınıza gelen gerçek mağduriyet olaylarını isim vermeden renk esaslı olarak dile getirmeye çalışacağım. Amacım aman böyle yapın dikteleri değil en azından böyle oluyor hani aklınızın bir köşesinde bulunsun niteliği taşıyor.

 Öncelikle bankalar yaş tahtaya basmayacağı için kendi gelirlerini en üst düzeyde garanti altına almaları gerekmektedir. Bunun en canlı örneğini 2000 krizinde gördük. Çoğu finans şirketi ve banka battı. Bunun nedenleri arasında perde arkasından çevrilen işler yatıyordu, borsa ile iyi oynayan abiler devamlı dolarla oynamaktan milleti deli etmişlerdi. O zamanlar yine iyi anlaşması olan kişiler vadeli mevduat hesaplarının faizlerinden %15'lere kadar faiz yiyorlardı. Şimdi bu durum bankalara göre değişmekte olup %6-7 aylık faiz olarak değişiyor.

 Kredi kartı konusuna değinelim mesela. Renginden dolayı güvenli gelen bir banka yeşil. Bu bankada sağolsun b tipi likit fon ( getirisi az, riski düşük) ile baya işlem yaptım sağolsun sonra kredi kartına ihtiyaç duydum ama hiç çıkartmamıştım. Bir yerden başlamak gerekir diye başvurdum ama türlü saçmalıklar ortaya çıktı bunlardan bazıları;

 Hiç kredi kartınız yok, o yüzden çıkartamıyoruz! Neyse diyerek bu sefer o zamanlar yeni popüler olan öğrenci kredi kartına başvurayım dedim. Bu sefer de yine aynı bahaneyi sundular. Ya sabır diyerek Mavi bankaya başvurdum ve bir ay içinde kartım çıktı. Sonra yeşil bankanın ki çıktı. Neden?
 Kredi kartlarının genel merkezinde sicilimi düzenli ödeyen biri olarak gördüklerinden. Sonra bu takibe alınır bankalarca ve siz artık bir yeme dönüşürsünüz. Yani; maaşınız yüksek ise bankalar kredi için telefonlarınıza saldırır, kredi kartı limitlerinizin arttırımı için yine her ay olmasa da iki ayda bir aranırsınız. Daha sonra kredi kartı senelik ücreti çıkardılar. Zaten kart kullanımı- harcamadan dolayı türlü faizlerle ben bankaya ödeme yapıyorum ama bunu da kendilerine çıkar bularak eklediler. Önüne geçilebilinir mi? Çok detaylı konuşmak lazım.

 Aradan çok süre zarfı geçmeden emeklilik paketi sunmaya çalıştılar. Önce mantıklı geldi, daha sonra zaten bana ödenecek para için bile aylık bültenimde net bir ifade yer almıyordu. Sadece tahmini o sene sonunda alınacak tahmini para yer alıyordu. Yani bankanın size ne ödeyeceği para belli değil ve bunun belli kısmını yine sizden alıyor. Belki sağlık masraflarını karşılayan paketler daha avantajlıdır ama onları kullanmadım. İptal ettirdim ve gerçekten de yaka silkerek kurtulmuştum onlardan, bir ay geçtikten sonra kendi kendilerine paketimi aktive ettiler bağıra çağıra yeniden kapattırdım hatta şu ocak ayı içinde telefonum gün aşırı 444'lü müşteri hizmetleri ile taciz ediliyor.

Ülkeler'de işsizlik, ekonomik olarak düşüşü çok yankı getirecek şekilde haber yapmak, ülke içerisinde yaşayan bireyler için en büyük silah. Neden? Çünkü çoğu detayı bilmeyen insanlar, hemen durumu kabullenip psikolojik olarak da buna kafayı hazırlıyor. Ortada kriz olsaydı şu anda her ilçede (İstanbul için konuşuyorum) 5-6 tane alışveriş merkezi olmazdı. 2000 krizi ile orta seviyedeki iş merkezleri zarar gördü. Tekstilcileri başta olmak üzere çoğu kişi kepenk kapattı. Zengin daha zengin - fakir daha fakir oldu, uçurum büyüdü. 2000-2012 Senesindeki Ülke çapındaki otomobil sayısına bakın, yapılan dönem içi alışverişlere bakın. Grafik hep yukarıda.

 Son iki seneden beri de Altın üzerinde ciddi oynamalar yapılıyor 2012'ye girmeden önce Haziran-Temmuz aralığında altın 1900'leri bile görü hatta yılbaşına gelmeden 2000 olacak deniyordu ama ne oldu istemediler oldu bitti. Forex adı altında dijital borsacılık oyunu da Ülkemizde pek tutunamadı onun da nedeni haksız kazanç ve resmi olmayan şirketlerin bile bu işe girerek insanlardan aldıkları ilk katılım ücretleri olan 100$'ı cebe attılar tabi bunlar milyonlarca ve milyarlarca olunca siz hesaplayın.

Bankanın eşeğini sağlam kazığa bağlamasının en büyük örneği kredi faizleri ile diğer hizmetleri. Yine bunu örneklendirecek olursak. Misal olarak 5,000TL Kredi çektiniz tüm masrafları ile geri ödemeli bu rakam 6.000TL oldu banka bunun bir kısmını diğer işlemlerine kullanıyor, diğer geri kalan parayı da o bankada vadeli hesap açan kişiye bankanın size vermiş olduğu faiz olarak kullanıyor. Ortada hiç zarar yok değil mi? :) Güzel ve basit oyunlar bunlar.

 Daha 2005'de veya öncelerinde sokak sokak kredi kartı çıkartalım diye milletin yakasına yapışan çalışanların standları nerede?  Diye sormak istiyor insan bazen.

 Kredi kartının çalınmasından sonra müşterinin en büyük görevi olan bankaya bildirim yapmasından sonra banka kartı iptal ediyor. Fakat neden kredi kartına ait bir sigortalatma işlemi diye bir şey çıkıyor?

 Kendi bankamda bankamatik veya kredi kartım bana öncelik olarak sıra vermeyecekse ne işe yarayacak?

 Kredi kartımın borcunu ATM'den yatırmak istediğimde tam para yoksa, bir kuruş fazla ödeme yapmak istediğimde bunu kabul etmiyorsa. Kısaca bu kadar ırza geçtikten sonra azıcık olsa kolaylık sağlamaması işin korkutucu boyutunu gözler önüne seriyor.

 Siz siz olun en ufak bir harcamanız bile olsa ince eleyin sık dokuyun.

Fikirler ölmez!

 Sanatçı kişilikteki insanların üretkenliği daha fazla. E abi tabi yani adı üstünde sanatçı üretmesi lazım. Tamam ama sanatçı olmayan insanlarda üretim bandında yerlerini alıyor, peki istediğiniz gibi mi? Bu seferki konum bilgisayar teknolojileri üzerine. Steve Jobs 5 Ekim 2011'de Dünya'ya gözlerini kapadıktan sonra Apple fanları için kara bir gündü. Fakat bu teknolojinin öleceği anlamına gelmiyordu.

 Ölümünden sonra bir sürü haber ortaya çıktı daha bu yayınlanacaktı yok iphone 5 çıkacak falan derken dedikoduların sonu kesilmedi. Fakat bunların yanında en ilginci Steve Jobs'ın edebiyat ve fotoğrafçılık alanında daha yeni şeyler yapmak istemesi vardı. Fotoğrafçılık bazında bir yenilik ise Lytro Teknolojisi. Lytro Teknolojisi nedir? 



 En kaba tabirle anlatmak gerekirse. Lytro kamera ile çektiğiniz fotoğraflara daha sonradan el ile müdahalede netleşme yapabiliyorsunuz. İsterse flu olsun, yine de başarılı bir iyileştirme sunuyor.




 Aşağıdaki demoda ise biraz pratiği gösteriliyor;


 Daha açıklayıcı bir video ise bu[arada]


 Apple her zamanki yenilik ilkesinden yola çıkarak yeni ürünlerinde, özellikle iphone'da bunu kullanmak istiyor. Bundan sonra konserlerde ve diğer etkinliklerde arkada bulanıklaşmaya sooooon :)

25 Ocak 2012 Çarşamba

Blog yazarına BÜYÜK BİR GEÇMİŞ OLSUN

 Havada, karada hatta suda bile destek verdiğimiz blog yazarlarına hatta sayfalarına üzücü işler bulaştığında içimiz biraz acıyor açıkçası. Bu sefer konumuz yasakların daha çok arttığı bir dönemde başa gelen bir mağdur olan Barış Ünver. Barış Ünver 22 yaşında bir üniversite öğrencisi ve onun da kendi dünyası olan bir blog sayfası var. Yayından kaldırılan içerik ile fazla bilgi veremiyoruz hatta dava konusu olan cümleyi bile yayınlayamıyorum aynısı başıma gelecek diye :) Belki çok ağır geldi, belki de sadece uğraşmak istemeyen kişilerin cızz! olmaz! kötü konuşursan ağzına biber sürerim! Tepkisiydi. Başı bozukluk bunun önüne geçmek için çaba sarfedilmemesi ve çözüm yerine devamlı yasaklar konması gibi geliyor. Bundan sonra kardeşimize hakkında hayırlısı olması temennimiz.


Barış'ın blog'u için;
http://beyn.org/

Dava hakkında ise;
http://beyn.org/dava-konusunda-aciklama/

13 Ocak 2012 Cuma

Uzay Mizahı

 Zamanının genç ve yetenekli çizerlerinden biri olan (Aslında hala devam ettiren) Erdil Yaşaroğlu yeni Guinness Rekorlar kitabına girdi. Kırklareli'nin Pınarbaşı ilçesinde gerçekleştirilen 10.952,055m2 büyüklüğünde karikatürle ödülünü aldı. Kendisine yardımcı olarak da cep telefonu üreticisi Samsung yardım etti.


 Bunu yapmasının nedeni olarak da; Devamlı uzaylılar bizlere mesaj veriyor, biz de galaksiye notumuz var diyerek esprili bir şekilde dile getirmiş. Daha sonra Samsung bu çizim alanını park haline getirmeyi amaçlıyormuş.

 Ne diyelim ? :) umarız daha da güzel işlere imza atılır...

11 Ocak 2012 Çarşamba

Çikolata (Hastasıyızzz)

 Çoğu afrodizyak ürünlerinin dışında çikolatanın da etkisi bambaşka hele hele günümüzde en sükse eylemlerden birisi de sinirlenince veya depresyon belirtileri başlayınca çikolata yeme moda oldu. Nedeni de bildiğiniz üzere beyinde aşık olduğunuz zamanki duygular uyandırması. Anasını satayım o kadar yedim tamam bir aptal mutluluk oluyor da ama aşk gibi değil yahu,aşk yok diyeceğim de hani hoşlantı. Ne yani yedikten sonra bir de aptal aptal etrafa kikirikler mi saçacağız ? Yok artık :D neyse geçelim traş yapmayalım fazla da. Şu aralar zaten ne erotik şey varsa uzak durmaya çalışıyorum,efendi takılıyorum :)

 Axe'ın dark temptation adlı çikolatalı parfümünü hatırladıysanız onun fransızca olan başka bir versiyonu var bittim açıkçası. Gözlere ziyafet olsun;

8 Ocak 2012 Pazar

Norveç (Hastasıyııııım)

 Ya bu havalara zaten hastayım da hani okuduğunuz zaman kavram kargaşası olmasın tabi o yüzden bulutlu ve kapalı-yağmurlu havalara bitiyorum. Hollanda başta geliyor bunun üzerinde ama bir yandan da sanki beni rüyalara götüren güzellikler var be abi. Yalan mı? İmkan olsa gidip gelmeyeceğim yerlerden birisi Norveç- İsveç- İsviçre- Polonya doğal güzelliklerinden ve Avrupa insanının güzelliklerinden dolayı kucaklarımı açıyorum sizlere ve her gün izliyorum sizi. İlk fırsatta uçuyorum oraya,haberiniz ola ;)


7 Ocak 2012 Cumartesi

Gel abi, kop abi, dans et abi

 Öyle devamlı elektronik, trans parçalarına kopan biri değilim. 2000'ler zamanlarında radyoların zart-zurt hits albümleri çıkardı bak bir onları toplamışlığım var kulağa hitap ediyor diye onun dışında tek tük arşive koyuyorum. Hatta bir arkadaşım var bu parçalar üzerine sırf ondan tavsiye istiyorum bazen de istemiyorum çünkü bazen öyle oluyor ki bir hafta boyunca dinlemek zorunda kalıyorum. Dün gecenin de belki etkisi vardır swingle coştuk. Hem gözlerinize hitap edecek, hem de kulaklarınıza hitap edecek bir klip ile sizi serbest bırakıyorum;

4 Ocak 2012 Çarşamba

İşin aslı ne?

 2012 Yılının ilk yazısıyla karşınızdayız. Ne kadar takarsınız orasını bilmem ama yazacağım konu belki ucundan da olsa alakadar edebilir sizi ;)

INSIDE JOB

 Inside job filmi 2010 yapımı bir Charles Ferguson filmi. İçerik olarak 2008 yılındaki büyük Amerikan Krizi'nin patlamasına kadar ki süreci ciddi bir şekilde kaynaklara bağlı bir yolda anlatıyor hatta şahitlerle ve olayın iç yüzündekilerle (röportaj yapmayı kabul edenler) Olay şu ki şu 4 senedir etrafta devamlı mason locaları veya Dünya'yı yöneten üç büyükler (Morgan,Rotschield ve Rockefeller gibi) var ve bunlar ne derlerse olur anlayışı hakimdi. Dünyada sadece bu üç büyükler haricinde sadece bir sene (12 ay içerisinde) içerisinde bir insanın veya hükümet çalışanlarının nasıl zengin olduklarını. Wall Street'in sadece ekranlarda kayan yazıları ve değerleri okuyan adamlardan ibaret olmadığını bizlerin gözleri önüne seriyor. TV'lere çıkan insanların yüzünüze bakarak nasıl da rahat bir şekilde yalan söylediklerine şahit olacaksınız. Ya da sadece tüm hayatınız boyunca bir ev almak için çalıştığınız paranın aslında banka yerine nasıl striptiz kulüplerinde yendiğini öğrendiğinizde kafanızı ya duvara ya da hala almamışsanız farklı yatırımlar peşinde koşmayı öğreneceksiniz. Film Türkiye'de geçmiyor fakat dikkatli izlediğinizde özellikle son 10 sene içerisinde satılan şirketlerin ve Hükümetin yaptığı tercihler göz önünde bulundurulursa bizim sonumuzun da aynı olacağı bir gerçek.

 Büyük bir kriz var içerisinden çıkılamayacak şekilde. Siz belli bir hayat standartı yakalamak isteyene kadar, tepenizdekiler 6. veya 7. özel jetlerinin hesabını yapıyor olacak. Açgözlüler her yerde. Şeytan aramızda...

Siz Beğendiniz ;)

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı