12 Mart 2022 Cumartesi

Dünya'nın içinde, kaçıncı yeni düzen?

   Defterde tutulan günlüklerimizin yerini bloglar almıştı. İnsan kendisini internet'in uçsuz bucaksız arazisinde tanıtmak veya kendi fikirlerinin önemli olduğunu göstermeye çalışıyordu. Bizler daha renkli ekranlı ve nispeten de adam akıllı kamerası olan telefonların çıktığına, oyun konsollarının da gittikçe gerçekçi grafiklere sahip olmasına sevinirken, 2000 yılından sonrakı "Hızlanma" veya "Hızlı tüketim, yaşam" Çağına girmiştik. 

 Seneler ilerledi, yaş aldık. Hayatı ve insanları anlamaya çalıştık. Bir şeyler oldu... Ta ki bu insanların fabrika ayarları değişene kadar. Eski blogları yazdığım zamanları hatırlıyorum da bu kadar umrunda olmayan, kendinden başkasını düşünmeyen ya da işte bencil değildi insan. Hele pandemi daha da mahvetti. Kara bulut gibi bazılarının kanına giren bu defekt özellikleri insanların suratlarından haylice okuyabiliyorum. Davranışlarına bakmaya bile gerek yok. Tabi ikinci satırdayız, bu ne yazısı ya? Diyenleriniz olabilir. Nispeten 2000 sonrasındaki insanın artık kendini tüketmesi ve bir yerlerde hem anlam hem de kendini araması.


 Öncesinden sonrasına neler değişti? veya biraz daha tahlil, gözlem odaklı bir yazı serisine başlıyorum. İlk açılış olarak böyle giriş yapayım dedim. Umarım güzel olmuştur. Umarım hala bir şeyler okuyan veya duyguları dile getirenler vardır.

16 Temmuz 2019 Salı

Snarky Puppy İstanbul


 Garanti caz festivali ve İKSV katkılarıyla bu seneki Caz festivali'nde meraklandıran grup Snarky Puppy'di. Hoş, iki sene önce Ground Up albümü ile tanıdım. Keşke gelseler diye diye iki sene sonra gelmişti.

 Konser Maslak civarında oturmayanlar için baya sapa bir yer olan UNIQ HALL veya UNIQ Volkswagen Arena'da gerçekleşti. Belki yazıyı okuyan arkadaşlar denk gelirse şöyle söyleyeyim, itü ayazağa metro istasyonuna gelmeden önce yol ayrımı var sağ aşağıya doğru giden zaten AYAZAĞA diye tabelada yazıyor. Oradan girip, yokuş aşağı inerken solunuzda kalıyor. Yer muazzam, market, sergi, üçüncü nesil kahveciler, içkili mekanlar vs.

 Açık hava sahnesi idare eder cinsten çok büyük etkinlikleri kaldıramaz diye düşünüyorum. Aşağıda fotoya aldanmayın. Oturma yerleri iki kademe ve arkada demir barikat olarak bu etkinlikte bölünmüştü.

Uniq Açık hava sahnesi

Grubun Shofukan adlı sanırım türlü türlü esntrümanlara uyarlanabilen bir parçası var. Bizim için de tef ve perküsyon'a uyarlanmıştı. Hoşuma gitti açıkçası. Kafama takılanlardan bir tanesi Ground Up albümünde Minjor adlı parçayı Bis'e saklamışlar. Diğer ikinci takılma değil de bis sonrası arkadaki herkes öne çağrıldı. Bazı hayvan arkadaşlar konseri sadece kendileri izliyor sandılar ki öndeki sandalye üzerine çıkıp, bizim bir bok görmemize vesile oldular. Çok teşekkürler kendilerine ve ayrıca arkamda içip içip devamlı "Ben Doğuş grupta çalışıyorum ve Özyeğin Üni'den mezunum" Diyen kızımıza da ayrı teşekkürlerimi sunuyorum.

 Bu sene ortasında bir de Babylon Bomonti'de konsere gitmistim insanların izleme ve davranışları baya değişmiş. Önünüzdeki kişi ile aranızdaki bir adımlık mesafeye kız-erkek farketmeksizin hiçbir şey söylemeden dalan bir güruh ortaya çıktı bilginiz olsun efendim. 




#snarkpuppy #cazfestivali #cazfestivaliistanbul #snarkypuppyistanbul


Sıkıldın mı 2019 ?

 2017'den beri yazmıyormuşum. Tabi sosyalleşmenin ve alışkanlıkların değişmesi ile insan başka yerlere kanalize olabiliyor.

 Şu 16 Temmuz 2019'da birikmişlik olarak farkettim ki yazmayınca bir şeyler oluyor. Sıkıldım :)

Vazgeçilmişlikler, terkedilmişlikler, yenilikler, maziler... İnsanın ömrünü aptalca tüketen zaman durumları.

 Etkinlik kısmından bir yazı karalayacağım. Hatta enerjim olursa bir tane de albüm tanıtımı yaparım. Bu arada arkadaşlar iletişime geçmek isteyenler yorumlara yazabilir.


5 Aralık 2017 Salı

Aklımızdaki müziklere çektiğimiz klipler

 Sıkı bir R.E.M. fanıyım. R.E.M. grubunun solisti Michael Stipe "Her şarkıya klip çekmiyoruz. Dinleyenlerimizin kendi kliplerini düşlemesi, benim hoşuma gidiyor" Tarzında bir açıklaması vardı. R.E.M.'de böyle bir felsefe vardı. "Ya aslında adamlar şuna şöyle klipler çekse, ne güzel olur" Dediğiniz zamanlar olmuştur.

 Bundan yedi - sekiz sene önce SD Sony kamera ile yollara düşmüştüm. Çoğunlukla spontane çekerek bu işe girdim. İlk klip için Airportman parçasını seçmiştim. Şimdi baktığınızda piksel geliyor fakat şarkı ile uyum içerisine girince güzel oluyor. Devamında birkaç parçaya daha böyle eşlik ettim.

 Tabi sizinle bu yazıyı paylaşmamın sebebi de yaptığım birkaç işi paylaşmak istemem :)

R.E.M. ile ilgili çektiklerim,

Airportman

New Orleans Instrumental 1

Saturn Return

Blue

Kanal içerisinde birkaç tane de kendi çapımızda denemelerimiz olmuştu :) sonradak bu kafayı YouTube'da başka bir platformda hayata geçirdim. Umarım hoşunuza gider. Unutmadan R.E.M. Turkiye Facebook sayfamıza da bekleriz.

R.E.M. Turkiye Facebook - https://www.facebook.com/groups/7914581114/

Diğer YouTube çalışmaları - https://www.youtube.com/user/kapont/videos

24 Ekim 2017 Salı

Marcus Miller (21 Ekim 2017) Zorlu PSM Performansı

  Ülkedeki şu malum "Ay gece gece dışarıda başımıza bir şey gelmese bari" Sendromları biraz atlatıldıktan sonra (Bombalama olayları yani) uzun süre sonunda bir etkinliğin kapısını aralamanın vaktinin geldiğini düşündük. İKSV konserlerinden ve üstad sınıfından biri olan, vazgeçemediğimiz Marcus Miller konserine gittik. Biletleri 21 Ekim'den iki hafta önce almıştık ki indirimli zamanıymış.

 Zorlu PSM'e gelince değerlendirme açısından ele alalım. Daha önceden. taaa üç sene önce olabilir belki dört. İstanbul Light Festival'de gitmiştim. Kapalı alan olarak sadece PSM içerisinde bir performans vardı. Konser akustiği olarak iyi tasarlanmış. Sesler çok iyi geliyor kulağa ve sağ balkondan izleyen biri olarak çok büyük keyif aldım. Aklıma bileti aldığımda eski filmlerdeki dürbünle operayı izleyen teyzeler gelmişti ama hiç de öyle değildi.
ZORLU PSM SAHNE

 Tabi bir ufak sıkıntımız olmadı değil :) bu sıkıntımız ise yerinde durmayan ve sanırım ilk defa konsere gelen kızımızla ilgiliydi. Susmak nedir bilmiyor ve hani çok büyük değişiklik oluyormuşçasına öne doğru devamlı eğilerek performansı deyim yerindeyse piç etmeye zorluyordu.

Marcus Miller Konserini piç etmeye çalışan kızımız

Tabi ben olayı sonradan çaktım meğer gizli mesaj verilmek istenmiş. İllimunatiyi görünce "Heh tamam ya, bu kadar neden gözümüze sokuluyor?" Sorusunun cevabını almış oldum. 

Marcus Miller 2013 senesinde UNESCO tarafından barış elçisi seçildi. Son albüm olarak da Afrodeezia albümü çerçevesinde konserlere çıkıyor. Parçalar öncekilerine göre leziz ve biraz daha farklı geldi. Klasiklerden Miles Davis - Tutu ve kendi best of parçalarından biri olan Blast'i çaldı. A unutmadan Papa was a rolling stone efsanesini de es geçmemek lazım. Bu parçayı bir sürü kişi coverladı. Marcus da ayrı bir hava kattı. Yanılmıyorsam şarkı 10 dakika sürmüştür. Tabi konuk sanatçı olarak Burhan Öçal da performans sergiledi. B'S RIVER Parçasını da özellikle tavsiye ederim. Eğer halledebilirsem yakın zamanda kendim çektiğim kısa bölümleri de youtube'a ekleyeceğim.

 Afrodeezia performansını ve parçalarını merak edenler varsa bir konser performansı paylaşıyorum. Herkese iyi eğlenceler, esen kalın ;) Bu arada... Geri döndüm :D

#marcus #marcusmiller #marcusmillerafrodeezia #zorlupsm #konser #etkinlik

Siz Beğendiniz ;)

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı