26 Şubat 2012 Pazar

Araklamasyon - Kıllandım Abi

 Müzik piyasasına baktığımızda eskiden beri gelen bir gelenek mi yoksa araklama huyu mu var ? Ne desem bilemiyorum. Hani eskiler fransızca şarkıları çevirip güzel güzel söylüyordu şimdi durum çok farklı değil aslında bu sefer kulağıma çarpanlardan birini sizlere sunacağım ama önce kabak çekirdeklerimi çitlemem lazım.

 2012 güzel seslilerinden olan Lana Del Rey hanım kızımız Born to Die albümünü çıkardı. Bazı parçalarında ağır ABD milliyetçiliği kokan parçalarının da ezgisi sanırım araklama ya da bize mi öyle geliyor. Albümün 6. Parçası olan National Anthem ile The Verve'nin başlangıçlarına ve biraz da gidişatına bakın bakalım ara kaç fark bulacaksınız ?




 Karar sizin belki de hiç benzemiyor da olabilir. Sadece görüş belirtmek istedik :)






20-25 saniye kadar bunu dinleyin bakalım sonra da diğerini





Herkese bol stressiz bir pazartesi diliyorummmmmmm

25 Şubat 2012 Cumartesi

Neron arabayı park etmek için yapmış (Neron Roma'yı neden yaktı?)

 Merhaba sevgili blog sevenler, yazarlar, canlar, ciğerler ve diğer sakatatlar...

 Bilinç altında neler saklanıyorsa artık yavaş yavaş dökülmeye başlandı benim açımdan yani şu sıralar acayip rüyalar görüyorum. Bir şey mi kullanıyorum? Yoo ama ben anlamadım bu durumu bir iş var haydi hayırlısı olsun.

 Bu yazımda aslında sizlere gerçeği açıklayacağım bir durum olacak. Evet belki bu zamana kadar hep kandırdılar ama artık yeter demenin vakti geldi. İsyeaaanım var huleyn nidaları atmaktansa efendi gibi durun şu satırları okumaya başlayın.

 Neron Roma'yı neden yaktı ?

 Çeşitli iddialar igdaş'ın zamanında faturalara gizli gizli geçirmesinden dolayı olduğunu işaret ediyor. Kimi metinlerde de Rusya'nın sıcak denizleri hayal etmesinden dolayı gaz fiyatlarına abanmış. Asıl gerçek tamamen parasal ama gazdan değil. O zamanlar Roma'da arsa sahibi olmak çok güçtü ve arsası olanlar yeni yeni ticaret işleri ile uğraşmaktan dolayı yeni fikirler ortaya atıyorlardı. Bunlardan biri de otopark işletmesiydi. İlk başta atlılar ve atlı arabalar için cazip gelmeyen bu iş daha sonra çok sükse yaptı. Yeni atlar ve yeni modifiye edilen kasalar herkesin bir atlı araba sahibi olmasını kendisine çekiyordu. Öyle bir çekiş yoktu hatta diyor eski yazıtlar. Daha sonra atlı araba ve at sayısı çoğalınca haliyle yer sıkıntısı da yaşanmaya başlandı. Hele hele o tezek kokuları milletin burun direğini kırmayı bırakın bambaşka bir hale büründürmüştü. Bunun üzerine bazı köylüler biz bu alanı nasıl değerlendirebiliriz derken ortaya bu atlar ve arabalar şehirde veya bir yere geldiklerinde nerede bekleyecekler diye düşündüler ve otopark olayını çıkardılar. İyi halt etmişler :)

 Daha sonra merkezde iyi tutunan bu fikir önceleri hoş karşılanmasa da sonra seve seve karşılandı. Kim tarafından ? Tabi ki Neron tarafından. Aslında günümüze bakınca şimdi yapılanların pek farklı olmadığını görüyoruz sadece zaman ve mekan kavramı farklı. İşleyiş aynı.

 Neron Las Vegas'da aradığını bulamayınca ve çokça para kaybedince bu işte para olduğunu ileri görüşlülüğü sayesinde anladı. Boş arazileri aldı. Alamadıkları içinse seve seve vermezseniz yine seve seve alırım demiş. Hatta işler o kadar sarpa sarmış ki kontrolü kaybetmiş ve Roma'yı zippo benzini ile yakmaya başlamış. İyi halt etmiş açıkçası bok var sanki diyemiyor insan işte. Ne diyelim. İşleri büyüttükten sonra Roma Dondurması üretmeye başlamış ve franchising işine girmiş. Bulunduğunuz yerdeki Roma Dondurmacıları hep Neron'un eseridir unutmayın, külahı da Cornet isteyin. Bir dahaki yazımızda görüşmek üzere.

4 Şubat 2012 Cumartesi

Sinir Belirtisi olarak Olivia Dunham bakışı

 Şu okulların tatil olmasından sonra en çok neye sevindim biliyor musunuz? Ben bilmiyorum ne güzel trafikten yoksun yollar göreceğim diye sevinirken aniden destursuz kar yağışı gelerek yaşamı altüst etti iyi halt yedi. Kırk yılın başında bir bisiklet aldık anasını satayım onu da kullanamadık. Her ne hikmetse millet içindeki çocuğun turşusunu kurmuş ve bekletmiş bu günlere saklamış. Bakıyorum babam kadar herif belki de babama benzeyen herifler kardan adam yapıyorlar. Hatta eşşek kadar hani yap ulen ufak tefek gir evine yok, her şeyin irisi makbul hesabı. Çağımızda çoğu değişen şeylerden kardan adamlar da nasibini aldı. Eskiden gözler kömürden burun havuçtan olurdu, şimdi yaratıcılık en üst seviyede. T-shirt giydirmeler, peruk takmalar falan.

 Reklam: Blog içerisinde bahsi geçen anahtar kelimeleri yakalayan 4,5 kişi bizden ters koltuklu uçak bileti kazanacak.

 Her insanın duygularını farklı yansıttığı bir gerçek. Özellikle sinirlenme esnasında, kimi diş sıkar, kimi imalı bir bakış atar, kimi de bunlara gerek kalmadığını bilir yapıştırır bir tane. Benim bu içlerinden en korktuğum ise şu J. J. Abrams abimizin çevirdiği Fringe dizisinde oyuncu olan Ajan Olivia Dunham'ın bakışı. Öyle bir bakış yok, özellikle de bu bakışı yeni bir olay olduğunda veya araba başındayken atıyor ben tabi yusuflarda...

  Ablamız hep sinirli hep bir gergin arada rahatlasın diyeceğim yok o da olmuyor. Mesailer zaten yıpratıcı derecede yoğun, spor diyeceğim o da hak getire. Sgk + yol he bir de ticket olarak ajanlık iyi bir meslek mi orası tartışılır. Hayır arada ne bileyim st. patrick olsun şu olsun bu olsun git biraz dışarıda takıl yok. İlla gerecek illa gerecek.

 Bazen düşünüyorum aslında hak veriyorum ama sen gel paralel evrende sıkış. Senin ikizin milletle aşna fişne arayı yapsın, saçları koleston saç boyasıyla kızıla boyatsın, kızılkayalar'da ıslak yesin. Oh ne ala memleket. Anladım seni Olivia anladım. Haklısın aslında ama hani biraz gülsen güller açacak yüzünde ama nasıl dersen öyle olsun.





 Aslında Olivia'nın gazını alacak tek bir kişi var o da Peter Bishop abimiz. Efendi mefendi takılıyor ama Asmalı'da ne çıtırlar götürüyor bir görseniz :)

Siz Beğendiniz ;)

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı