28 Ekim 2010 Perşembe

Olmuş,olacak,oluyor

 Yine kısa kısa gözüme çarpan köşecik haberlele sizleri selamlıyorum.
 Geçen hafta mail kutuma düşen bir Microsoft haberine göre Windows Live Spaces alanı (Blog alanı ve şimdilerde daha çok sosyalleşme platformu) artık yerini WordPress.com'a bırakıyor.Açıkçası iyi oldu da diyebilirim spaces sayfanız sadece msn kullanıcıları ile daha çok haşır neşirdi ve oraya da yazdıklarım özellikle de ilk zamanlarda ki aşırı politik nedenlerden dolayı kapanmıştı.Sinirlenmiştim :) yılmadım yine yazmaya devam ettim.Kafamda oluşan her yeni fikirle kendimi yeniden yoğuruyorum inşallah WordPress ile de iyi bir platform yakalayabiliriz.Bana kapanması için verilen tarih 16,Mart fotoğraflar gitse problem değil de o kadar deneme ve içimden gelen yazılar var bir yedeğini alsam iyi olacak unutmadan.


 Hiç kimse bir Mcfly'a tavuk diyemez!

 Bu sözler bir yerden tanıdık geldi mi?Gelmediyse biraz daha geriye gidelim,hatta araba ile gidelim.Zaman sıçrayışları yapmak insanın uçmaktan sonra bir diğer tutkusu olmuştur diyebilirim.Hatta hayatımızda yaptığımız hatalarda bile "Keşke zamanı tersine çevirebilsem" dediğimiz mutlaka olmuştur.Geleceğe dönüş filmi bizi o zamanlar tam kalbimizden vurmuştu tabi teknoloji de bu kadar parlak değildi ve ilk filmden sonra üçlemesi oldu.Dr. Emmett Brown ve Marty Mcfly'ın macerları ve başlarından geçenler bizi bizden aldı.Hele o "Power of Love" adlı şarkı da kült haline gelmiştir sanırım.Geleceğe Dönüş filmi 25. yaşına girdi.25 seneden sonra hala karakterleri capcanlı görmek beni ayrı sevindiriyor.Aslında dördüncü de olsa fena olmazdı diyorum kendi kendime en son zaman makinası bir tren olmuştu ve Doktor acaba ne yapıyordur diye merak konusu oldu.
 Bu sahne unutulmayacaklar arasında."Marty Johhny be good" parçasını çaldıktan sonra asıl görevi olan geçmişteki anne ve babasını tanıştırmaktı bu kareden sonra da işlerin iyi kötü gittiğini söyleyemeyiz.








Yanık Marty Mcfly 
marty mcfly - johnny b. goode from etsw on Vimeo.


 Haydi gel içelim

 Haydi gel içelim diyorduk da şu andan itibaren pek iştahlı olduğumu söyleyemeyeceğim.İçkiye ÖTV zammı geldi.Zıkkımın pekini iç de diyebilirsiniz o da kabulümüzdür.Kırk yılda bir yapıyoruz onu da hani çok keyifli olunca hani insanlar dertten içer,sıkıntıdan,boku püsüründen falan ama bize sanırım ters etki yapıyor.Bu [aralar] içki sofrasına konuk olduğum misafir arkadaşları ertesi hafta bir şekilde bir yerlerde görüyorum merhaba hatırladınız mı?Diyorum ama hatırlayan aşk olsun ölçü mü kaçıyor anlamıyorum :) Gelen zamların özetine; Alkollü içkilerdeki maktu ÖTV, alkollü ürünlerin sadece içerdiği alkol miktarına uygulanıyor. Örneğin 35'lik rakı, yüzde 45 alkol içeriyor. Maktu ÖTV de, bu alkol miktarı üzerinden hesaplanıyor.
Buna göre yeni düzenlemenin ardından 70'lik rakıda 12 lira 47 kuruş olan maktu ÖTV tutarı, 16 lira 22 kuruşa çıktı. Bu durumda 70'lik rakının vergi yükünde 3 lira 75 kuruş lira artış meydana geldi. Rakının ÖTV'sindeki artış, oransal olarak ise yüzde 30 oldu.

 Fatmagül'ün suçu kıçı başı oynamasıydı
Hangi TV kanalında bile oynuyor haberim yok.Bir kaç kişinin ağzından duyuyorum.Yokbir yerde kıstırıyorlarmış da falan filan kız gidiyormuş kötü ellere.Toplumu yozlaştıran gerzek bir dizi daha karşımızda.Bir de demezler mi ya yok aslında bu dizinin içinde başka mesajlarda var anasını satayım işte Kurtlar Vadisi'nde Türkiye'yi siyah filmle kaplı arabalara ve belinde silah taşıyan insanlara çevirdiniz.Bu diziyle de bakın bakalım diğer tecavüz olaylarında patlak oluyor mu olmuyor mu?Bir de şişme bebek olayına el atmış birileri Allah akıl ve en yağsızından fikir versin diyorum.

  Çalınacak ne kaldı? Cevap A şıkkı dötümdeki don
 KPSS Skandalı ve çok geçmeden ÖSS sınavı soruları için ortaya çıkan skandallar birbiri ardına gözler önüne serildi.Sanki hiç bir şey yokmuşçasına da vurdumduymaz davrandı yukarıdakiler.Kimilerinin sesi çıkmadı bile.Tam bu kargaşa yeniden yatışırken ortaya bir de ehliyet sınavı soruları çıktı.Yahu ne acayip iş bilemedim ben yahu.Ulan bende ehliyet kursuna yazıldığımda tamam bir yusufçuk bir 3,5'luk korkularına kapıldım ama toydum sonra baktım ki kitabı yutup biraz da pratik yapınca bunlar havada karada yapılabiliniyormuş ama kardeşim sen gel bunda da kopya çek yuh yani sen valla ehliyet alma ben sana Haşim İşçan Geçidinden bisiklet alayım 4 teker sağlam valla ;) çok zekiler bluetooth'lu silgiler falan bir opereyşınlara bürünmüşler efendim.Detaylar için;Detayım bana tıkla ;)

26 Ekim 2010 Salı

Geliyorum Demez!

  Salla,oyna eller havaya diyemeden ansızın bizler uykuda iken 7,4 ile sarsıldık birden.Sonrasına kimin ne halt yediği,hangi muhitin ne kadar güvenli olduğu ve en azından insanımızın ne kadar bilinçli olduğu ortaya çıkmıştı akabinde de deprem uzmanlarının seksi erkek seçilmesine kadar türlü aptallıklar da yapılmadı değil (E burası Türkiye) 17 Ağustos depreminden sonra neler değişti.Öncelikle o depremden sonra artçılar belli bir süre devam etti TV kanallarında kapalı ortamlarda neler yapılacağı bir bir anlatıldı,evlerde öncelik verilmesi gereken deprem çantaları hazırlandı.Fay hatları aylarca gözlem altına alındı.Yanılmıyorsam bahsetmiştim yine bir bölümde Eylül veya Ekim ayında bir anlık artçı ile yeniden uyandık.Maalesef fotoselli bir bünyemiz olduğundan illa ki birileri bizi uyandırmalıydı.
 İnsanoğlunun en büyük hatalarından biri olan "Kendi başına gelmedikçe anlamaz!" Tezimi her zaman savunmuşumdur.Uçaklarda belirli miktarda sıvı alımına (300ml'den fazlası) kısıtlama gelmesi,o da bu tedbirden önce bir delinin uçakta 300 ml sıvı fazlası ile bomba yapmasından kaynaklanması ve sonradan önlemin alınması keza alışveriş merkezlerindeki standart güvenlik prosedürleri.Fazla dağılmayalım.Deprem sonrası dayanıksız bölgeler ortaya çıktı.Avcılar (sahile yakın bulunduğu için),Beylikdüzü (ama orası ile ilgili net bir şey anlamadım),daha bir çok ilde buna benzer risk haritaları çıktı.O zamandan bu zamana değişen tek şey bazı binaların temel güçlendirme girişimleri oldu ve bugün okuduğum bir haberde sanırım Ülke'nin bu alanda etkilenen kişileri veya semtlerin yüzlerini güldürecek.
  Haber: "İstanbul'a özel deprem kanunu"

7 bakanın da hazır bulunduğu toplantıda Başbakan’a olası deprem tablosu aktarıldı: ‘24 bin bina yıkılacak, toplam maliyet 60 milyar dolar.’ Başbakan ise binaların yıkılarak yeni binaların yapılmasını sağlayacak kanun tasarısı için talimat verdi: “Yıl sonuna kadar yetişsin.”

Ayrıntılı detay için: Tıklatın

Risk haritası ortaya çıkarılmış.Darısı diğer illerin başına.Bazen her türlü olumsuzluğa karşı yine kendime soruyorum.Akıllanıyor muyuz?

24 Ekim 2010 Pazar

Orianthi

 Güzel bir bayan elektro gitar ile buluşursa ne olur? Ortaya Orianthi adlı bir bayan çıkarmış.Bugün bunu gördük,sadece bugün değil görmüş olduk.Ağustos ayında bir arkadaşımın facebook sayfasında Michael Jackson-Beat it'de ki elektro solosunu sarışın bir bayan deli gibi çalıyordu.Yok ya olamaz bir yerden playback falan oluyordur dedim veya sadece o parçayı çalışmıştır diye kendimi avutuyordum sonra şans eseri geçenlerde youtube'da videoları karıştırırken yine ünlü virtiöz steve vai ile beraber bu bayanı gördüm izleyeyim dedim o zaman,iyi ki de izlemişim ne de güzel çalıyormuş yahu.
 İsmi Orianthi Panagaris 22 Ocak 1985 doğumlu Yunan asıllı Avustralya'lı şarkıcı,söz yazarı ve gitarist.(Her ne hikmetse de Yunanlıları burunlarından anlayabiliyorum :) Şöhreti aslında yeni yeni parlıyor desem yalan olmaz single'ı According to you ile listelerde iyi girişler yapmış olsa da bir kısmını Michael Jackson'ın This is it adlı gösterisine de borçlu.Kimileri Michael gittikten sonra show'un da tamamlanamadığı için pek bir sükse yapamaz dediler ama bir efsane gittikten sonra yenileri doğuyor.
 Çalışmalarına gelecek olursak 2007 tarihli Violet Journey ve sonrasında ise Believe ve Believe II albümlerini yayınladı.Solo bazında bir kaç parçasını dinlediğimden Satriani ve Vai gibi bir çalışmaya sahip olduğunu sandım fakat hayal kırıklığına uğradım.Avril Lavigne'in ilk dönemlerinde ki gibi bir teenage albüm olarak geldi aralarda tabi ki eşşek osurtan soloları attırıyor ama sadece aralarda işte.Yine de sololar için dinlenilesi bir bayan hatta kaç tane böyle bayan var ki diyorum kendime ve sizlere?
 Son olarak eğer Satriani ve Vai'in projeleri olan G3 yeniden turlamaya başlarsa ve Orianthi ablamızı unuturlarsa ayıp etmiş olurlar kız bildiğin öttürüyor yahuuuu gitarı.Sizlere Michael abimiz ile olan beat it solosunu ve tabi ki de Steve Vai ile olan çalışmasını sunuyorum;

Michael abi yak bu[aradan]



Ah ne güzel çalarsın seeeeen

23 Ekim 2010 Cumartesi

Yalan Söylemişler

 Her kafadan bir ses çıkıyor bunlara inanmıyorum.Çoğunlukla sadece gördüklerime.Basına da olan güvenim azaldı çünkü doğru ve dürüst habercilik ilkesi artık yalanolmuş durumda.Çoğunluk gözlerin kendinde olmasını istiyor ve bunun için neler yapıyor bir bilseniz.En azından ismini vermeyeyim belden aşşağı konularda uzman olan doktorun yazdığı gazete sırf onun hastaları var diye satılıyor :) (Ağlanacak halimize gülüyoruz malesef) sorduğunuz zaman da "Yok abi ya sadece ne salak soru sormuşlar onlara bakıyoruz" Cevabı alıyorum.Buraya kadar hafif keyfimiz yerine gelsin diye yazdım.

 Festus Okey 

İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Beyoğlu Asayiş Şube Müdürlüğü”ne gözaltındayken ölen Nijeryalı sığınmacı Festus Okey’in, bir polis memurunun silahını almak üzere hamle yapması sonucu çıkan arbedede, silahın ateş alması sonucu hayatını kaybettiğini açıkladı.Açıklamada, olaydan sonra yapılan aramalarda Festus Okey’in fotoğrafının bulunduğu bir sahte kimlik ele geçirildiği belirtildi.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nin internet sitesinden yapılan açıklamada, 20 Ağustos’ta iki yabancının Taksim’de şüphe üzerine durduruldukları ve üzerlerinin arandığı belirtildi.

Yapılan kontrollerde Festus Okey’in üzerinde satışa hazır durumda kokain bulunduğu kaydedildi.

Nijeryalı sığınmacının gösterdiği belgelerden BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne iltica talebinde bulunduğunun anlaşıldığı belirtildi.

Açıklamada, karakola sevk edilen Festus Okey’in iç çamaşırı içerisinde de 13 paket daha satışa hazır kokain bulunduğu, Nijeryalı sığınmacının bunun üzerine paniğe kapıldığı belirtildi.

Açıklamada, “Festus Okey paniğe kapılarak polis memuru C.Y.’nin silahını almak üzere hamle yapmış, memurun silahını vermemek için mücadele etmesi neticesinde çıkan arbedede silah ateş almış ve Festus Okey omzundan giren mermi ile yaralanmış, kaldırıldığı Taksim İlkyardım Hastanesi’nde de hayatını kaybetmiştir” denildi.

Açıklamada, mevzuat gereği karakolun sadece nezarethanelerinde kamera bulunduğu, diğer kısımlarda ise izleme yapılmadığı belirtildi. İstanbul Emniyeti, dün üzerinde kokainle yakalanan bir başka yabancının ikametinde ise Festus Okey’in fotoğrafının bulunduğu sahte Somali kimliği ele geçirildiği belirtildi.İncelemede Festus Okey’in arkadaşı olduğu anlaşılan bu kişinin de sığınma talebinde bulunduğu anlaşıldığı belirtildi.


(Fotoğrafa tıkladığınız zaman büyük halinden okuyabiliyorsunuz)

Neye göre hareket ediliyor anlamıyorum.İşin hep aslı sorusu kafalarda soru işareti olarak kalıyor.

Mor ve Ötesi'de Festus isimli bir parça yazmışlardı Masumiyetin Ziyan Olmaz albümüne.Sözler güzel ama biraz faka basılmış...

Festus'u dinlemek için;
Dinle beniiiiiiii 

20 Ekim 2010 Çarşamba

Neler vardı,neler olacak? (Etkinlikler)

 Etkinlik delisi oldum kabul ediyorum ve bunları da bu[araya] aktarırken büyük bir mutluluk duyuyorum.Eğlencesi bol,eğlence bittikten sonraki maceraları da ayrı bir keyif oluyor.Neler yaptık? Nublu'da 13 Ekim'de İlhan Erşahin's Istanbul Sessions'da baya eğlendik hem de Nublu'nun havasını da almış olduk ama amaaaa en çok muradına eren ben oldum sanırım.Önce konser başladan önce Turgut Abi'yi gördüm :) sonra Alp geldi bas gitarını sahneye yerleştirdi,daha sonra oturduğum yerin arkasında Alp ile Turgut abi yanyana konuşuyorlardı.İçimde durdurulamaz bir heyecan ile Alp'e fotoğraf çekilebilir miyiz diye sordum sonuç mutlu son :) bir de konser bitiminde İlhan Erşahin'i tebrik ettim onla da güzel bir anı oldu :) yeni albümden bir kaç parça çaldılar çok da güzeldi hatta yeni albüm daha bomba geliyor diyebilirim.İlhan Abi'ye yeni albümün hazırlıkları ne zaman biter ve bundan sonraki programınız nedir diye sorduğumda tatlı bir tebessüm ile bilmiyorum cevabını aldım :) olsun yine beklemeye değer.Aslın da konser bitiminde sırılsıklam olduk eve varana kadar nezleyi atlatsaydım cumartesi bir daha gidecektim ama kısmet işte :) (Ah bir de tam kadro çekilseydik işte o zaman tadından yenmezdi :)
 Neyse efendim Ekim 23 tarihinde Bronx Pi'de Stereo Total sahneye çıkıyor.Stereo Total ile ne zaman tanıştık?Yanılmıyorsam dört sene önce TV'de Sony tarafından dönen handycam reklamının şarkısı olarak kullanıldı ve oradan şakrı bizim kulağımıza aşina oldu saçma sapandı ama sevdik benimsedik hatta eve bile almayı düşündük alamadık pahalıydı.23 Ekim Saat 22:30'da konser başlar Bronx Pi'de ayrıntılı detaylar aşağıdaki linkte ve hatırlamanız için videoyu da ekliyorum;
Gel bu [aradan] gir

Sony Commercial / Stereo Total from bungalow commercials on Vimeo.
 Bir diğer etkinlik ise fazla detay veremeyeceğim bunlar için çünkü her biri çok çok uzun listeler halinde;
 İş Sanat Klasik ve Caz Konserleri 2010 3 Kasım tarihi ile başlıyor.Özellikle flarmoni orkestraları göz dolduruyor kaçırmamanız gerekenlerden biri de Londra Flarmoni orkestrası efenim.Detaylar için; Gel yamacıma bak ne var


 Akbank Sanat Piyano Günleri ise 10 Kasım ile start alıyor.Gerçi piyano çalma konusunda baya sıcakkanlıyım fakat etkinlikler olunca sade piyano bayıyor beni.Sanırım o kadar da durgun bir bünye yok hala bende :) Detaylar için; Akbank Sanat Piyano Günleri

 Unutmadan yine hatırlatıyorum 27 Ekim'de İKSV'da Marcus Miller Tutu Revisited Performansı var bu kaçırılmayacak inşallah ve yine tekrarlıyorum Kasım 5-6'sı Efes Pilsen Blues Festivali 'de İstanbul'da.Bedava bilet için geri sayımlar başladı haftaya bir veya iki soru soracağım buna vereceğim mail adresine en çabuk doğru yanıtı gönderen bir talihliye iki kişilik blues festivali bileti hediye edeceğim.Şimdilik hoşçakalıııııın,iyi eğlenceler herkeseeeee

Karman biraz da çorman

 20 Ekim 2010 Sabah 11:00 sularından sonra Adnan Polat-Frank Rijkaard görüşmesi tatlı bir sonla bitirilerek Frank hocamız görevini Metin Oktay Tesislerinde bitirdi.
 Futboldan adam akıllı anlamam oyununda tut da artık nesine kadar ama eh işte modunda oynarım çok iyi değilimdir.Çünkü Ülkemizde gördüğüm üzere olaylar başka tarafa çekiliyor hep koskoca 365 gün içinde basın ve kameraların gözü sadece derbiler ve yabancı transferler ile ilgili bir de iki-üç kişilik gruplarla TV'de yapılan programlar.Sporun aslında temelinde yatan aktivite olması değil bir kültürü barındırmasıdır.Gel gör ki bunu uygula.Yapabilirsen ne ala!
 Sabah işe geldiğimde spor okulu odasından kafamı uzattığımda direk Adnan Polat'ı gördüğümde hafif bir yusufçuk olmaya başladı,aslında olmazdı da hani futbol takımı kötü bir gidişat aldığından bize de bomba patlayabilir diye hemen ofise kaçtım.Aşşaıdaki bölümler inceleniyordu :D bende ses yakınlaştıkça yusufçuklarla olan dansım ikiye katlanıyordu.Neyse atlattık dedim hakkatten de öyleydi.Fazla tartışmıyoruz tabi en iyi dileklerimizle hayırlı olsun diyelim diyoruz.İlerleyen saatlerde Fatih Terim ile görüşülmüş anlaşılamamış gerçi iki gün önce web sitelerinde Hagi deniyordu ama ne olacağı bilinmez tabi.Ocak ayında stad açılışı var böyle güzel bir stad için böyle olayların yaşanması biraz gölgeye aldı bizleri ama iyi bir şekilde çıkacağımıza inanıyorum.Fenerbahçe'nin kurulmasında en çok emeği olan bir kulübün (Dostluk ve Rekabet ortamının yitirilmemesi için) ve bundan dolayı da zevk alan bir kulübün alnının akıyla çıkacağına umutla bakıyorum.Haftasonu derbi varmış bakalım oralarda ne olacak?
 Geçen hafta da Tugay Hoca başka bir takımla altyapı maçındaydı orada en son yeniyorlardı izlemek için yukarı çıkmıştık 82. dakikada 2-0 skor vardı tabi ki yenmiştir.Onun da adı geçiyor bakalım neler olacak hep birlikte göreceğiz.Yarın da A Bayan Takım Abdi İpekçi'de Fenerbahçe ile Cumhurbaşkanlığı kupası için mücadele verecek onlarada bol şanslar.

16 Ekim 2010 Cumartesi

Hastayım size bağyaaaan

 Ergenlik çağımda nasıldım diye düşünüyorum da o zamanlar kafada belirli bir portre de oturmuş bir bayan profili.Saçlar şöyle,kaşlar böyle,boyu posu olsun iki saat eğilmeyeyim işte huyu böyle olsun falan.Daha sonra tabi büyüyünce bunların sadece keşke böyle olsa ve belkilerle olabileceği tokat gibi değil bir posta ile bana ulaştırılmıştı.En azından yauv düzgün biri olsun benim olsun derdim.Nerden girdiysek bu muhabbete de anlamış değilim.Olay şu tabi manken camiasından pek fazla hoşlandığım kişi yok nedense şöyle elmacık kemikleri belirgin bayanlar dikkatimi çekiyor birden ve tabi en önemlisi de içindeki o hayata tutunuş enerjisini gözlerden ve dudaklardan okumak.Bunu belli edebiliyorsa ne mutlu o bayana.

 Grace Slick
Zenci gırtlağı diye bir şey vardır bilirsiniz müzik dünyasında.Ona sahipseniz zaten uuuuv tamam biraz da kendinizi gösterin şöhret kapıları yavaş yavaş aralanacaktır.Grace Slick beyaz bir ablamız ve ses işte dediğim gibi bu özelliklere sahip hem kulakların pasını silecek kadar güçlü ve gücü size hissettirebiliyor ve aynı anda birden de pamuk gibi olabiliyor.Hele bir de o duru güzelliği yok mu beni benden alıyor.Grace Slick ablamızı da Jefferson Airplane grubunun solisti olarak tanımıştık.Hani Jim Carrey'nin Cable Guy adlı filminde ki Somebody to love adlı cover'ı.İşte onu asıl bu ablamız söylüyor ve kendisini bana hayran bıraktırıyor.

 Tabı bu kadar masum olduğuna bakmayın.Hippi dönemlerinin kadını :) hatta bir röportajında elinden gelse dönemin başkanı Nixon'ın yemeğine zehir bile koyacağını kafasına koymuş :)











Videomuzu da ekleyelim ve tabi ki de diğer taraftan Jim abimizinkini de


Jefferson Airplane - Somebody To Love
Yükleyen monamijp. - Yüksek çözünürlüklü video keyfini yaÅ�ayın!

Somebody to Love - Jim Carrey (Cable Guy)
Yükleyen -jim-carrey-. - DiÄ�er müzik videolarına göz atın.

Tipimsin

 Saatlerce kalsam gitarla sevişirim çok afedersiniz demeyeceğim valla öyle.Hani kasası bayan vücudu kadar güzel belki ondan mı diyeceğim ama distortion (bozma) sesi beni içeriden içeriden şöyle bir dürter içimi gıdıklar sonra ver elini gitara.Klipte de bir gitarla bir bayan olunca samanlık seyran ve başka şeyler de oluyormuş çok sevdim çok.
 Not: Klip için +16 diyorum kalça,memişler ve çıplaklık öğeleri vardır sonradan uyarmadı demeyin.Hımm doya doya izleyeyim.Gözleriniz yerinden çıkmasın diye normal çerçeve boyutunda sunuyorum.Azmayın pataklarım heeee!


'030' by The Good The Bad (UNCUT) from 030 on Vimeo.

O an'a şahit olmak

 Havada duramadım belki şahitlerim yok ama bu sefer olaya benimle birlikte tanıklık eden birisi var hem de delilleriyle.Yanılmıyorsam iki sene önceydi.Kadıköy'e bir maç çekimine gidiyordum metroda İstanbul Üni.'den Antrenör arkadaşımı gördüm laflaya laflaya Sirkeci'ye kadar geldik.Neyse efenim o okula kaçacaktı ben de vapurla karşıya geçecektim vapurların oradaki üst geçitte bir an şoka uğradık.Hani tamam bir kuş sürüsü görürsünüz ama bunlar rastgele düzende veya işte göç ediyorlarsa belli bir düzende uçarlar giderler,umrunuzda olmaz anlık bakarsınız.Üst geçitin aşşağıya inen kısımın tepesinde kaldık ve O an'a şahit olduk.Bu kuş sürüsü her nasıl oluyorsa değişik şekillere bürünüyordu,inanamadık hala şoktaydık.En sonunda zaten finali yapıp ortadan kayboldular.Ney miydi o? Kalp şekline bürünen bir kuş sürüsü evet önce animasyon veya başka bir şey sandık ama bizimle birlikte olanlar da hala daha inanamıyorlardı.Daha sonra etrafımdaki çoğu arkadaşa anlattım tabi ki de dötünden uyduruyorsuna geldi iş.Ne yapayım o da benim için bir anı kalmıştı taaa ki bu güne kadar.Tesadüfe yine nette bir şeyler araştırırken buldum bu fotoğrafı.
 Somut bir delile dönüştüren bir kişi vardı artık.İstanbul Ticaret Üniversitesi iletişim fakültesi öğrencisi olan İlker Özcivan O an'ı ölümsüzleştirdi.Artık gönül rahatlığı ile anlatabilirim bunu :) bu [aralar] hep aradıklarımı buluyorum haydi hayırlısı :)

12 Ekim 2010 Salı

Aradım Durdum Seniiiii

 Böyle arada bir şey izlersiniz ama o anlık hiç bir kayıt mekanizmanız çalışmaz olan biten rutin gelir size ama o baştan çıkarıcı kişi veya şeyi gördüğünüzde iş işten geçmiştir.Ara da dur bakalım şimdi diye kendi kendinizi yersiniz.Benim de başıma gelenlerden birisi Blink 182 grubunun Always adlı parçasında oynayan hatun ablamızdır.Bir an şimşekler üzerime çaktı ki ne çaktı alamadım bir an kendimi o güzellikten tamam yapay olabilir ama yemede yanın da yat tabiri caizse tam bunun için olabilir.Ablamızın adı Sphie Monk'muş ne aradım da bulamamıştım ismini derken bu gün şansa buluverdim bir de klibi eklerim ve kaçarım iyi seyirler efeniiiim.

blink-182 - Always
Yükleyen universalmusicbelgique. - Öne çıkan müzik videolarını izleyin.

11 Ekim 2010 Pazartesi

Etrafımdaki Hayat nasıl bir Hayat?

 Yoğun tempo ile nasıl baş edebilirim derken akşamları eve gelip bir kaç bir şey atıştırıp hemen batti altından dizilere dalıyorum sonra bir silkiniş evet evet yapılacak çok şey var daha temposu bol bu[aranın]
 Olacak O Kadar'dan bir ayrılık daha
  Tiyatro oyuncusu Mehmet Güney hayatını kaybetti.
Güney, Cuma gecesi rahatsızlandı ve komşuları tarafından Taksim İlkyardım Hastanesi'ne kaldırıldı. 70 yaşındaki tiyatro oyuncusu Cumartesi gecesi, hayatını kaybetti.
Mehmet Güney, 25 yıldır Levent Kırca'nın Olacak O Kadar adlı programında ve tiyatrosunda oynuyordu.
Levent Kırca 25 Mart 2001'de de Tekin Siper'i kaybetmişti.Mekanları cennet olsun diyoruz efendim.
 --------------------------------------------------------------------------------------------------------------->

Taksim Kalmasıııııııııın

 Türkiye-İstanbul ve Trafik.Bermuda şeytan üçgeni gibi.Trafik olduğu zaman bu şehirde türlü cambazlıklara girişmeniz gerekiyor.Çünkü kimse aynalarına bakmadan araba kullanıyor (Özellikle Florya semtinde) Eğer ben yok abi düzgün kullanacağım derseniz ayvayı soymadan yiyebilirsiniz.Hele hele kaç seneden beri toplu taşıma teşvik ediliyor ama kimi insanımız otobüse binmeyi basitlik,fakirlik ve küçük düşürücü olarak görüyor.Şayet gideceğim yere daha kısa zamanda götürüyorsa bu bende daha çok zekilik binek otomobil şimdi mallık gibi geliyor (gerçi kimi zaman sürülecek zaman da olmuyor değil Bkz.Okullar yazın kapandığında) Taksim için en basit çözümü metrobüs hattında buluyorum bu aralar nazar değmesin aman.Sonra eve gelişleri zaten sabaha karşı olduğu için sarı dolmuşlara atıyorum kendimi.Geçen gün de sevindiri bir haber okudum bu yol güzergahları ile ilgili.
 Topkapı-Taksim arası 20dk.'ya iniyormuş.Nasıl derseniz;Güzergahta yolun sap kısmı özel boyalı olarak ayrılacak ve sadece belirli saatlerde bu hat çalışacak ve hiç bir sivil araç giremeyecek(miş) gel sen bunu bizimkilere anlat :D kimse kralını tanımaz ama bekleyip göreceğiz.İşin sevindirici yanı iyi bir alternatif daha çıktı bizim adımıza.Bekliyoruz ;)
 Bu Kızıl Tehlikeli!
 Kızıl renk her zaman iyi olmayabiliyor.Doğa ile ilgili yazılarımda belirttiğim gibi ve önceden yapılan uyarılar gerçekten üstteki insanları haklı çıkartıyor.Yeni yüzyıla doğru su savaşları çıkacak denmişti değil mi? Bunun ilk örneği Meksika körfezindeki BP'nin büyük ses uyandıran sakarlığı petrol kulesinin çökmesi ve ikincisi ise Macaristan'da meydana gelen Alüminyum fabrikasında ki kaza.Sen o kadar zehirli madde için sadece beton duvar seti çek! Olacak iş değil! garip olmuş bu işleri anlamadım ve bu zehir de malesef suları kirletiyor.Bakalım ileride ne gibi skandallarla karşılaşacağız.Tek üzüntüm gelecek nesilin bizim arkamızdan iyi şeyler söylemeyecek olması :(
 



Bedavaya Tutkulu Öpüşürüm :P
 Dizilerin çekildiği semtlere göre de belediyeler para alıyorlarmış yaaaaa duydunuz mu?Fiyatları görünce ağzım ve bir başka yerlerim şey oldu,oldu işte. İstanbul'da çekim için sadece valilikten izin almak yetmiyor, belediyelere de ücret ödeniyor. Beyoğlu, çekim için günlük 13 bin 200 lira ile en pahalı ilçe. Fatih 12 bin lira istiyor, Eyüp Belediyesi para almıyormuş.Oh ne güzel yahu.Valla bende çeşitli öpücüklerde tutuşturdum üstüne para aldım ayrıca ama gel gör ki aaah aaah herkes işi paraya vurmuş yahuuuu.Olmadı sevmedim ben bu işi.Nerde o eski öpüşmeler :)

 Kızıldan sonra Kırmızı da can yakacak!
Bir ay öncesine kadar da başka skandalla ortalık çalkalandı.Burger King'in soğuk hava depolarındaki etlerde üreyen bakteriler tehlikeli olarak nitelendirildi sonra öyle olmadı denildi.Onun da öncesi İthal et girişiminde bulunuldu ama hala kimse anlamıyor dışardaki inekler GDO'lu mısırla besleniyor ve devamlı bunla beslenince de ortaya hastalık çıkıyor.Doğanın dengesini bir değiştirdiniz mi? İşte o zaman iş işten geçmiştir.Neden ülkemizde hayvancılık yapılmıyor? Çok zor değil doğu da ve kuzeyde her halukarda otlatılabilir.Bunu da yapamıyorsak yuh bize asıl öküz biz olmuşuz.Bende zaten kendimi verdim tavuğa,bakalım ne zaman yumurtlayacağım? Gün sayıyorum.
 ve herkesi iyiden iyiye öpüyoruuuum

Ekspres Tren: Seal

 Oraya koştur,bu mekanı gez,yeri gelir o kişiyle röportaj,sıkılırım film izlerim,daralırım geceleri etkinlik peşinde koşarım,sacak basar bas bas şarkı söylerim,uçarım kısa film çekerim dalarım dalarım.Bünyem de bir yere kadar kaldırabiliyor bunları.Eğleniyorum aslında işin güzel yanı da bu :) hele hele sporun da verdiği destek de olmasa yerlerde sürünürüz.Konu fazla şekil değiştirmeden arada benim de kaçırdığım albümler ve etkinlikler oluyor.Mesela Ozzy ve Scorpions'ın konser detaylarını yazamadım ki büyük bir üzüntü :( iş yerinden sevdiğim ve hemen hemen müzik camiasından aynı kültürleri benimsediğim bir arkadaşıma bir teklif yaptım gel sende bir şeyler yap ama sadece yap değil bizi tamamlayacak bir iş olsun dediğim de o da beni kırmadı ve ona da "Ekspres Tren" bölümünü verdim.Bundan sonra Ekpres Tren bölümü bana ait değil ve bir yorum katacaksam da onu belirteceğim :)
 
Seal 6:Commitment
 Soul müziğin son kralı olarak bilinen ve güzeller güzeli Heidi Klum’un eşi Seal’in 6.albümü Commitment 20 eylülde yayınlandı.Albümün single’ı Secret 13 eylülde yayınlanmıştı.Albümün prodüktörlüğünü David Foster gibi müziğin önemli bir isminin yapması albümü cazip kılan bir nokta.Zaten David abimizin müzik dünyasında el atmadığı ünlü nerdeyse kalmamıştır.Bunların arasında bir çok isim yer alıyor; Cher,Celine Dion,Mariah Carey… diye devam eder..Zaten Seal kardeşimizde onun hakkında söylediği şu sözlerle ona ne kadar güvendiğini beyan etmiştir: ‘’David’den “Commitment”ın yapımcılığını üstlenmesini istedim, çünkü o çok uzun zamandan beri stüdyoda beraber çalıştığım en inanılmaz insandı. Dünyada Foster’ın yapabildiğini yapan başka bir yapımcı olduğunu düşünmüyorum. O eşsiz bir insan...”.Albüm gerçekten güzel bir çalışma zaten bu zamanda güzel bir soul albümü bulmanız Türkiye’de ucuz domates bulmak gibi buldun mu alacaksın.Son olarak Seal abimiz gerçekten müziği gibi güzel bir insandır. Hatta son verdiği İstanbul konserinde de bunu görmüştük ne zaman sahneye çağırdık geldi tekrar söyledi konser saatini bile aştı aynı şarkıları tekrar bile söyledi.Çok güzel bir jest olmuştu ve inşallah tekrar gelir.
 Yeni Haberlerle görüşmek üzere ;)

8 Ekim 2010 Cuma

Aç-Kapa Vana (Şöyle ola ki...)

 Bu sabah işe sırılsıklam gelmenin siniri bir yana (Sağolsun hava şartları) neye sinirleneceğimi de şaşırdım gerçi.Bir yandan hafif koşuşturmacalar,bir yandan kurulanmaya çalışma çabaları...
 En sonunda bir oh diyerek bilgisayar başına geçtim pek futbolla aram yoktur ama face'de ilk defa bir oyuna sardım bola neyse uzatmayayım.Haberlere bakayım dedim günlük yoksa kendimi bildiğin cıbıldak hissediyorum sanat için de değil he.Bir haber gözüme takıldı neredeyse çıkaracaktı o derece.Haberde diyordu ki; Sıkıntıdan 10 cm'lik vana yutmuş.Nası yani?Dedim kendi kendime.Kafada şalterler atmaya yakındı,kendime gelmem lazımdı,neşeli şeyler düşündüm mesela; kuşlar,böcükler ve bir adet sahil kasabası.Sonra kendime geldim ve irdeledim pek de ?!@rik bir konu değil ama mallığın son noktası olarak gördüm.Hatta bir ara jüri özel ödülü verecektik ama kargo çok para tutar diye vazgeçtik.Hala detaylara giremedim farkındayım.

 Van'da mide ağrısı şikayetiyle hastaneye kaldırılan kadının bağırsağında 10 santimetre uzunluğunda vana kolu çıkmış.Olay gerçekten de çok büyük bir soğukkanlılıkla anlatılıyor.Hatun kişi sıkıntıdan yutmuş göya :D töbe töbe.Bir de üzerine doğal yollarla dışarıya atılması beklenmiş.Yahu günümüzde de döte girilen şemsiye zor açılıyor vana nasıl çıksın be sevgili ve saygı bazında tavan yapmış canlarım benim he he sorarım size şimdi bu satırları yazarken saat 23:00 aşşağıda komşu mesela kafa zikiyor niye? Matkapla duvar deliyor bak haberi de mındar etti içine etti yazamıyorum.
 Ya kadın ne derdin vardı da bu kadar efkarlandın?Bileydim ben sana bir koli rakı yollardım valla.Hani hiç olmazsa daha acısız olurdu,şaftın kayardı falan.Nasıl bir fantezi anlamadım.Herhalde kavanoz üzerine oturan adamdan sonra en çok hatırlayacağım haberlerden biri de bu oldu.Yok bir de Karadeniz'de evin camından buzdolabı atan elemanlar vardı o best of.Bu ise yine gönlümüzün birincisi :D

7 Ekim 2010 Perşembe

Araya sıkışanlar (Etkinlik)

 NUBLU ISTANBUL
 Ekim etkinlikleri için geniş çaplı bir bülten hazırlamıştık efenim arada da ufak tefek ama çok eğlenceli etkinlikler oluyor yani.Evet önce şundan bahsedelim Nublu artık İstanbul'daaaaa! Evet bunu ilk olarak Amerika'da ki arkadaşımdan duyunca inanamadım,dedim dalga geçiyor herhalde.Sonradan öğrenince aa hakkat ya valla açılmış dedik.Nublu nedir efendim?




  Nublu,İlhan Erşahin'in (Tıklayın) 7 sene önce New York East Village'da açtığı bir caz bar.Konsept olarak New York'da tek kendisi.Biz de tamam rock,metal falan ama cazın o güzelliğini her yerde bulamıyoruz.Nimet gibi düştü,çıkageldi istanbul'a.Bu[ara]da ki resimler New York mekanından.Ben 25 Eylül 2010 Akbank Caz festivalinden sonra bağlanmak istedim fakat artık ayaklarım ritim tutmaktan bir hal olduğu için kalamadım ama gideceğim zamanı iple çekiyordum diyecekken.Bir etkinlik haberi ile yerimden fırladım; İlhan Erşahin's İstanbul Sessions 13-14-15-16 Ekim tarihlerinde Nublu İstanbul'da.Mekanı göremedim haliyle ama haftaa kesinlikle bu etkinlik kaçmaz.Akbank Caz festivalinde bir de yeni bir parça çalmışlardı,onu da Alp Ersönmez'den bilgi alarak aktarıyorum buraya o da eğlenceli bir parça bu Nublu kaçmaaaaaaaz :D Freeeeedom çalacak yine oh oh :)
Detaylı bilgi için;
 
 
 
Oldies but Goldies aaaaabi 

  Eski jenerasyonda farklı bir elektrik var ve ufaklıktan beri o zamanlara karşı müzik olarak bir kulak aşinalığım da vardı şimdiki popları sevmem mesela (Türkçe olanlar) yabancı olarak da hep eskileri seviyorum.Diyeceksiniz ki yahu zaten büyüyene kadar zaten 90'ların ortasında olduk.Olsun yine de az buçuk eski jenerasyonundanım :) 2,5-3 seneden beri eskiye dönüş partileri yapılıyor ne kadar tutuluyor veya tutulmuyor hiç bilmiyorum bende evimde kendi yaptığım arşiv bazında kendi kendime koparım ara ara :) ama hep sağlam bir organizasyona da sulanmak istemişimdir.Neyse gün doğdu yine,babylon'da 16 Ekim'de Oldies but goldies var gitmeyi kafama koydum bakalım neler olacak neler? :) Hoşçakalın bol eğlenceli bir ay diliyorum

Oldies but goldies için daha fazla detay;


3 Ekim 2010 Pazar

Arada oluyor böyle şeyler

 Böyle yazmayı bırakmıştım ve kendime söz verme derecesine gelmiştim sadece vazgeçmiştim ama baktım ki bu mallıklar yanımdan geçiyor veya birebir beni buluyor.Bazen güzel detaylar olduğu gibi abzürdizm (Evet dötümden uydurdum) detayları da oluyor hafiften dumura uğratıyor beni fazla detaya inmeden ufak ufak yazayım;

 * Facebook kullanıcısıyım itiraf ediyorum,özellikle de eski takım arkadaşlarımı bulmak için açmıştım.Arada bir göz atıyorum sayfaya.Kullananlar biliyor artık her şeyin orada da boku çıktı.Şimdi de ilişki durumunu onaylayan bir çoğunluk nasıl desem komite var.Mesela bilmem ne bilmem ne ile ilişkide,alta bakıyoruz 8-10 kişi like yapıştırmış hemen evet evet bunlar mutluluk komitesi.

 * En son taze yaşadığım olay U2 konser dönüşüydü.En önde sıradayız otobüs bekliyoruz eleman hoop kız arkadaşı ile atladı önümüzden bindi.Bende yüksek tonda millete bak ne sıra biniyor ne başka bir şey.Sonra eleman arkaya geçince o da kendi halinden bu ülkede öne geçmek için birilerine çakacaksın dedi.İşte o anda şalterler koptu delikanlı bakışı :D değilde hakikatten sayko mu ne oldum bir göz göze gelişimiz var yanımdaki arkadaşım dürttü.Ben yine gerçek bir örnek vererek bağırarak söyledim.Nedense Türk Erkeklerimiz yanında bayan olunca aslan kesiliyor onu da anlamış değilim dediğimde cep telefonuma mesajınız iletildi raporu geldi rahatladım.Evet böyle malesef en azından benim baıma gelenler,kimse kusura kalmasın ama sözüm bu özellikle otobüs olayına değil.Çift olanlar hep aslan kesiliyor bir mütevazilik yok.Erkek Bodyguard ya anasını satayım her Allah'ın günü Sezercik aslan parçası olarak geziyor.

 * Sonracığıma yine U2 günü bir şey daha anladım gerçi daha önce anlamıştım da o gün daha iyi bir kavradım.Bir ilişkide eğer erkekseniz ve konsere gitmişseniz ayvayı yarım yediniz tam olarak ne zaman yersiniz?Konser bitiminde.Hani ünlü üstadın bir örneği vardı ya,erkeklerin gerzek görevlerinden biri tuvalette beklemektir diye :D konserde de yalı kazığı sendromu adını verdiğim durum oluyor.Nasıl mı?
 Erkek 1.90 cm civarlarındadır;
 -Aşkım ben göremiyorum,lakin biliyorsun boyum 1.20
 - E n'apalım güzelim?
 Kız gözlerini Shrek filmindeki kedi gibi pörtleterek;
 - Omzuna alsana beni :)
 Hoooop kız omuzlardadır artık ve konserin temposundan da kendinden geçmektedir.Yukarda her şey güzeldir.Buzdağının gözüken kısmı sonuçta ama aşşağıyı kimse görmez :D Erkeğimiz hafiften Squat dediğimiz ağırlık çalışma setine başlamıştır ve konser bitiminde en saçma soru gelir;
 - Canım konser çok güzeldi değil mi?
 -Valla ben Squat çalıştım bir de pek bir şey göremedim biliyorsun.
 Bayan kişi ipleri iyice gerer
 -Ay senle de hiç bir yere gidilmiyor,zevk almıyorsun!
 Böyleeee uzar gider :D

 * Son zamanlarda tüketiciler olarak Cep telefonu operatörlerinin sinyal azlığı yani çekiyor çekmiyor durumlarından şikayetçiyiz ama aklıma şey geldi.Şimdi 3G olayı devreye girince eskiden 3g yoktu tamam çekmeyen bölge yine vardı fakat baz istasyonları artık eskisinden daha meşgul ve daha fazla yere sinyal göndermeye çalışıyor.Bana bazı yerlerde çekmemesi normal geldi.

 * Mantık ve sonuç ilişkisini hep irdelemişimdir.U2 konserinde Red Zone bölümündekiler konser bitiminde ne hayır yaptıklarını sonradan öğrendiler.AIDS hastalarına gitmiş paraları.Güzel fakat Teoman ve birçok kişinin oraya içme ve performans izlediğine %200 eminim.Keza Tayyip'de Ipod'u (Kırmızı Ipod) alırken anlamamıştır.Canım canım :D

 * 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası burnumun dibinde oynanıyor.Gidemiyorum maçlara,kıçımı kaldırsam bir :D bizim olayımız daha önceki yazımda da anlattığım gibi makyaj.Şampiyona bitince kimse basketbolun B'sini ağzına almayacak ahanda buraya yazıyorum.

 * Devamlı arkeloglar kazı çalışmaları yapıyorlar abidik,gubidik şeyler buluyorlar.Biri de dese ya ahanda "Eski Bizans dölü bulundu" ahuauhauh :D ne yarılırım ama ya.Evet iğrencim ama ne yapayım? :D

 * Hollanda'ya gidesim geldi yine ahh ahh şu kapalı havalar beni benden alıyor.

 * 12 Eylül 2010 öncesi Evet-Hayır çatışması ve Trükiye Basketbol Şampiyonasında Sırbistan'ı yendik havalarda uçuyoruz.12 Eylül 2010 Sabahı saat 06:00 suları facebook sayfama bakıyorum millet bir ateşli bir milliyetçi ki bende haykırıyorum ve herkes Sırbistan maçını konuşuyor herkes bir gazla ABD maşına bakıyor.Saat 19:00-20:00 suları Hayır kesimi ve ben ümitleri sönük ve Tayyip'e sataşmalar :D tek uğraş var akşam ABD maçı onda da yeniliyoruz son çırpınışlar kupa töreninde yuhlamalar.13 Eylül 2010 Pazartesi herkes hiçbir şey olmamış gibi. Evet-Hayır-Basketbol unutulur.Geçici heveslere kapı açmak pek adetim değil bu benim gözlemim :)

 * Yorgunum daha etkinlik haberleri,konserler ve mekan tanıtımları ve gözlem için davetlerim var herkes kendine iyi baksın.Royksopp yeni albüm çıkarmış onu da tanıtacağım tanıtana kadar dinleyin çok hafif olmuş yatarken anne sana ninni okusun moduna giriyorsunuz.Bkz (Tanıtmışım)

* 24/09/2010 tarihi öğlen saatleri mölökberry telefonumun sim kilidini açtıracağım bizim orada bir tane telefoncu buldum.10 dakka beklerseniz hallolur dedi hay hay dedim ama ben böyle telefoncu görmedim hani kasap olur ne bileyim balıkçı olur kedi esnafı girer çıkar kapıda yalanır.Ulen dingonun ahırına dönmüş bütün kediler masalarda geziyor,girip-çıkıyor tam komedi adam telefon tamir edecek kediler makarena dansı yapıyor ama müzik yoktu :D

* Geçenlerde de salak salak işlerle uğraştım.Etiler-Ulus tarafının yollarını karıştırırım hep hele şimdi trafikte patladığından hiç mi hiç nerden giriliyor yok nereden kısa yol beyin şeyliği geçiriyorum :D anladınız siz.Neyse bizim iki yabancı oyuncuya ev gösterilecekmiş haydaaa sabahın 6:30'unda kalk sen kafayı yedim sonra o ev öyle de böyle de içeride daha farklı varmış da oraya gittik yok boyaları özelmiş Gebze'den gelmiş de ev nefes alıyormuş da beynim kuru temizlemecilerdeki ütüler gibi oldu.Sonra hala devam ediyor,yataklar özel üretimmiş baya büyükmüş ulan baktım da benim evdekinin aynısı pek bir büyüklüğünü göremedim :D boya konusuna gelince zaten yeni firmaların çoğu artık bunu üretiyor.Yok İstanbul'da ki en iyi evmiş falan :D ahuaua koptum orada hani görmesem sen gel abi benim kaldığım evleri sana göstereyim,bırak ağzı düşer dötü.

* Hayal kuruyordum önceleri,güzel hayaller sonradan bir kafama dank etme sesi ile bunların çalışarak yapılacağını biliyordum.Yapacağım çünkü hayallerimi gerçekleştirmek için çalışıyorum.

* Havaları anlayamıyorum eskiye nazaran tabi.Her gün kapşonlu polarımı taşımaktan bıktım.Gerçi akşamları rahat oluyor hani :)

* Akıllı insanın hasretini çok uzun zamandır özlüyorum

* Bıyıkla aram pek iyi değildir genelde değişik sakal şekilleri denerim,bırakırım.Hacı'ya bağlamam kendimi ama geçen sene bıyık bırakayım dedim anam herkese mi farklı gelir yahu.Her gören "Ay ne bileyim bi değişik olmuş" tepkisi ile kafamdaki koyunlar birleşti sanki eylem yapıyordu.Bu sene yine bıyık bırakayım dedim akabinde sakal ama gel görki bu seferde anam benzeten benzetene yahu görürsün hı der geçersin.Çevremde Yunanistan'ın ortaya çıkardığı Kardak Adası kadar ses getirmese de kafam bu benzetmelerle doldu taştı sıkıldım.Yok efenim: Abraham Lincoln,Prens Faysal :D , Papaz,Johnny Depp en son  bi tane arkadaş geldi "Ya oğlum bu ne hal?" Artık umuramıyordum direk tepkisini bekliyordum.Sonra bir ara yine aynı tepki geldi ve ya bir şeyi merak ettim ne göze batan var söylesene dediğimde yine bir başka acayip cevap geldi "Ya abi bu bıyıklar farklı olmuş" Nasıl? Dedim ve yine ilginç cevaplar bekliyordum bu sefer de "Tiyatrocu gibi olmuşsun dedi"  :D bıyık bırakma ile tiyatrocu olunuyorsa valla ben Pala'ya bağlarım.Hayatımda sanırım en çok bu kadar çok kişiye benzetildim.Bari iyi birilerine benzetselerdi.

* 03/10/2010 saat 20:50-20:52 suları tam müzik dinlerkene sağlam bir artçı vurdu ama nasıl bağırdığımı hatırlamıyorum.Eller ayaklar tir tir titriyor nasıl attım kendimi dışarı bilmiyorum.Meydanı turladım bi evime girdim hala kendime gelebilmiş değilim

* Akabinde turlarken akşam saatlerindeki minibüslerin ışıkları dikkatimi çekti.O duyguyu bende yaşamıştım kimi şoförler mor ışık takıyorlar dışarıdan baktığınızda bir pavyon (seyyar pavyon) havasına girmiş gözüküyor.Sadece bizde var sanırım

 Neyse bu kadar uzunluk yeter artık yayınlama vakti diğer malzemeleri de gelecek zamanlarda yayınlarım efendim.

1 Ekim 2010 Cuma

Haydi gel içeliiiiim (Mekan-Tanıtım)

 İnsanların şu bir kaç senedir işten arta kalan vakitlerinde kendilerini sokağa atma ve mekan bulma iştahı baya kabarmış gibi gözüküyor çünkü Taksim artık kaldırmıyor.İğne atsan yere düşmez bur[ara]da geçerli :) Tanıtım köşemizde bu sefer bir mekan tanıtacağım sizlere.Taksim'de Tomtom mahallesi,tosbağa sokak'da yer alan Küçük Meyhane şu sıralar gerçekten çoğu kişinin özlediği bir konsepti yerli yerine oturtmuş gibi gözüküyor.Galatasaray Lisesinden aşağıya doğru inerken sağda Ara Cafe'nin oradan girdiniz mi o yolu düz takip edin hiç bir yere sapmadan tam aşağıda sağda kalıyor.Dışarıdan göründüğü gibi değil,her şey ayrıntılarda gizlidir ya işte burası tam orası.O sıcaklığı ve samimiyetin buluştuğu bir yer.Özellikler haftasonu tomtom sokak hınca hınç dolu yürüyecek yer içkinizi yudumlamak içn yaslanacak duvar bulamıyorsunuz.Küçük Meyhane'de ise günlerden özellikle de cumartesi ise değmeyin oradakilerin eğlencesine.Canlı fasıl ve rakı kültürü bu[ara]da işte.Hani bar ortamında al eline içkini dans dans dans bir yere kadar zaten muhabbet edecek pek bir ortam pek oluşmuyor.Meyhane öyle mi ama ilk dublelerden sonra insanlar hemen kaynaşmaya başlıyor,her kesimden insan ve konular uzadıkça uzuyor üstüne muhabbete doyum olmuyor.Yeni yeni insanlarla tanışıp kaynaşıyorsunuz :) İşte bunların hepsi Küçük Meyhane'de.
 Yemeklere,içkilere ve mezelere gelelim efenim.Yemeklerde yok yok tek tek saymaya kalkarsam baya uzun sürer.Alkol öncelikle tabi ki Rakı ve mezeleri mezeler arasında favorim havuç tarator ve alternatif içeceğiniz bira ve şarap.Web sitesinde yazılanlardan çok daha fazlası var ve inanılmaz lezzetli.Hatta ilk hamsili pilav'ımı da eski konsepti olan yine aynı yerde ama adı Sinope'de yemiştim.On numara hamsili pilavı var.Hepsi birbirinden güzel baya ağzınızı sulandırdım galiba.Eğer muhabbetin dibine vurmak veya haftasonun canını çıkarmak istiyorsanız ve bunları da güzel ağız tadıyla pekiştirecekseniz.Doğru adres Küçük Meyhane,hepinizi bekliyorve burayı tavsiye ediyorum.Canlı Fasıl da cabası ;)

Parmak Hızı (Tanıtım)

 Kafam kazan gibi dün Akbank Caz festivalinde Burhan Öçal etkinliğindeydim kafam hakikatten darbuka gibi oldu.Bu etkinliklerin topluca özetini de ayriyetten aktaracağım.Gitar camiasına girince işler daha bir değişir.Çalma teknikleri,melodileri,harmonileri... uzar gider bu liste.Birisi var ki ustaların ustası gitarı yemiş-bitirmiş-kukla yapmış üstüne oynuyor bunun.Abimiz Joe Satriani son albümü olan Professor Satchafunkilus and the Musterion of Rock'dan sonra şimdi yeni bir albümle daha karşımıza Black Swans and Wormhole Wizards albümü ile karşımıza çıkıyor şu sıralar Facebook'tan podcast'leri yayınlamaya başladı her gün bir şarkı ve kısa videolar (ortaya çıkışlarını anlatmasıyla) sayfalarda gözüme çarpıyor.Özellikle de "Dream Song" parçası baya hoşuma gitti.
 Bu albümde bomba bir biçimde geliyor.Patlamaya hazır mısınıııııııııııız???
Joe Satriani için http://www.satriani.com/
 Albüm içeriğindeki parçalar ise;
  1. Premonition
  2. Dream Song
  3. Pyrrhic Victoria
  4. Light Years Away
  5. Solitude
  6. Littleworth Lane
  7. The Golden Room
  8. Two Sides To Every Story
  9. Wormhole Wizards
  10. Wind In The Trees
  11. God Is Crying
 


Sizlere haberi bitirmeden veda etmeden önce Andalusia adlı parçanın Paris'teki canlı konser kaydını sunmak istiyorum.Nedense içinde hem hüzün hem de enerji barındıran bir şarkı gibi geliyor,uçuyorum havalara dalıyorum bir yerlere.İyi seyirler

Andalusia





Siz Beğendiniz ;)

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı