26 Ocak 2013 Cumartesi

Taze Klip çıktı

 Wax Poetic'in en sevdiğim yanı İstanbul'a dair izler taşıması. Yani sözlerin veya kliplerin. Bunda tabi İlhan Erşahin'in payı büyük :)  Son albümleri için internette deli gibi klip ararken (canlı performanslar hariç) en sonunda "No Escape" klibini buldum. Akustic versiyonu da orjinali kadar iyi olan ve İstanbul/İstiklal'de canlı performans olarak kaydedilen parçayı sizlere sunmaktan onur,gurur ve bir şeyler duyuyorum.

19 Ocak 2013 Cumartesi

Eskiden bu vardı: Hey mayt versene borç

  Eskiden bu vardı bölümünde aklımızda kalanları kurcalayarak içerisinden Arçelik Mite Buster elektrik süpürgesini size tanıtmak istedik. Gören de pazarlıyoruz sanacak. Yok ben bir şey almıyorum, zaten üretimi durmuş bir ev aleti. Diğer süpürgelerden farklı kılan neydi peki bu aletin ?


 Şöyle anlatmak gerekirsek, daha iyi bir temizlik sunmayı hedefleyen bu cihaz evlerimizdeki halılarda yaşayan mite (mayt) mikropları da daha iyi bir çekiş gücü ile alarak süpürme sonrasında yok ediyordu. Ev tozundan alerji meydana gelen bünyeler için birebirdi. Gerçi şimdi yaptığım araştırmalarda Güneş Işığı mite'ı yok ediyormuş. Buyur buradan yak :) Yani Güneş girmeyen eve doktor girer lafına geliyoruz.

 Evinizi süpürdünüz cillop gibi oldu, sonrasında hortumun takıldığı yerde kapak vardı onu aşşağıya indirip. Mite düğmesine basıyordunuz ve içerisindeki artan sıcaklıklarda mite'lar ölüyordu (muş) Arçelik yazan kısım ise kapaktı ona bastığınızda kapak açılır diğer ekipman başlıkları ortaya çıkıyordu tülleri, kornej aralarını, koltuk altlarını süpürmek için.

 Aklımızda ve eskilerde kalan bir ürünü size tanıttığımız için çok mutluyuz :D yine bekleriz. Hayırlı işler.


13 Ocak 2013 Pazar

Yol farketmeksizin ...

 Bisiklet bölümümüzün bu seferki konusu yol bisikletinin sadece kalıplarda bildiğimiz olan yol bölümü ile olan kısmı. Yol bisikleti adı üzerinden de anlaşıldığı üzere, yol ve yolcu aerodinamiği için özel ve hafif alaşımdan (alüminyum veya karbon) yapılıyor. Sürüş biçimi de hafif kamburumsu (rüzgarlı havalarda özellikle) oluyor. Yol bisikleti bugüne kadar hep bu dediğimiz işte asfalt ve düz yollarda kullanılır biçimindeydi. Martyn Ashton bu kalıpların dışına çıkarak bize yol bisikleti ile neler yapılabileceğini gösteriyor.

 Unutmadan belirtelim, bu işleri yapmak için çok profesyönel olmak ve bisikletinizin en iyi karbon malzemeden üretilmiş olması gerekmektedir. Aksi taktirde, altından kalkamayacağınız kazalarla karşılaşabilirsiniz. Buyrun hep birlikte izleyelim;



Bu güzelliğin perde arkası ise

Giden geri gelir mi ?

2005-2006 yılları. O zamanlar gençliğin verdiği enerji ve arayışlar... ah o güzel zamanlar, jeşkeler yok tabi :) bir oraya bir buraya vuruyoruz kendimizi. Sonraları Pulp diye bir mekan keşfediyoruz ve atıyoruz kendimizi oraya. O zamanlar mekanın ve piyasanın en havalı, adam gibi grubu olan MAT ile tanışıyoruz. Piyasadaki tüm şarkıları kendi yorumlarıyla o kadar güzel söylüyorlardı ki o zamanlar böyle bir grup da görmemiştim. Repertuar çok genişti.












 Daha sonra matonline forum sayfaları olduğunu keşfediyoruz ve diğer performansları kovalıyoruz... İlk performanslarında "Yosun" adlı parçalarını dinlemiştik, kendi üretimleri olan hoş bir parçaydı, sözleri de bir o kadar iyi.

 Grup Elemanlarını tanıtmaya başlarsak;

Korhan Uran (Salça) Bas gitar









Engin Murat Yavuz (Zibidi) Gitar









Fatih Aygün (Vokal, gitar)







Onur  (Bateri) (Daha sonra ayrılıp yerine Taner Keser geliyor)


Daha sonra 2007 senesinde kendi ismini taşıyan ilk albümlerini  (MAT- MAT) Piyasaya sürüldü. İçerisinde 13 adet parça vardı. Hatta İstanbul klibi ve diğer klipleri için de figüranları kendi hayranlarından seçerek böyle bir güzellik yaptılar.

 Bu sırada dream tv ve diğer müzik kanallarında muhteşem bir şekilde klipler dönmeye başlıyordu. Hatta bazı şovlara da katılıp canlı performans verdiler.

 O zamanlarda flash animasyonların popüler olduğu dönemde destroy onur nikli bir arkadaş devamlı eğlenceli işler yapıyordu. Mat bunları sevdi ki "Herkes Biliyor" parçasını destroy onur'a yaptırdı.

 Zamanın sevilen ve beyinlerde yer eden çizgi filmi "Clementine" için ise çok güzel bir parça yapılmıştı. Sözlerin olmadığı ve etrafta gördüğünüz alet edevat ile yapılmış keyif dolu parçanın klibi de yanılmıyorsam Galatasaray Lisesi'nde çekilmişti.





 Aradan uzun zaman geçti, kendilerini THY reklamı "Feel Like a Star" mottolu jingle ile gördük.



2011 senesinde son albümleri ve ayrılacağının haberini veren Mat ayrılık üçlemesi adında son albümünü yayınladı.

 Her başlangıcın bir bitişi olduğunu ya da her güzelliğin birgün solacağını unutmuştuk. Sayfalarındaki haberde artık devam etmeyeceklerini ve bundan sonra jingle hazırlamak ile meşgul olacaklarını öğrendik.




 Mat hakkında yazmamızın sebebi aslında, gençlik zamanlarını olabildiğince dolu dolu ve saçmalayarak geçirdiğimiz bir zamanda kendimizden birer parça bulmamız ve geceden bağlandığımız yerlere sabaha kadar eşlik etmemizdi. İyi de olmuş açıkçası... Devam etse hiç fena olmazdı. Umarız günün birinde yeniden araya gelirler. Albüm olmasa bile canlı performans izlemek isteriz onlardan.


Yosun tutmamak istiyorsanız;


İstanbul ağlatır


Daha fazla bilgi için ise;

http://www.matonline.net/hakkimizda
http://www.yosunmuzik.com/soundtracks-and-jingles

9 Ocak 2013 Çarşamba

Tam gaz pedal



Artık konuşacaklarımız arasında bisiklet de varsa bunun üzerine çekilmiş saf aksiyon içeren bir filmi tanıtmak olmaz diye düşünüyorum. Premium Rush adlı filmimiz herhalde gördüğüm en güzel bisiklet konusu işlenerek çekilmiş bir film. Görsel efekt yok diyemeyeceğim var ama o da sadece Has elemanımız olan Wilee'e  (Joseph Gordon-Levitt) ait bir olay. Şöyle ki; bisiklet, motorsiklet kullandığınızda daha çok karşılaşılan bir durum özel efektler sayesinde anlatılmış. Mesela dört beş metre sonra nelerin olacağını veya hangi aracın geleceğini, nasıl döneceğinizin kararının verildiği bir bölüm var bu güzel olmuş. Hatta neredeyse Sherlock Holmes'daki öngörü bölümü diyebiliriz.

 İspiyon içermeden konuya gelirsek, wilee amerika'da yaygın olan bizde ise uzaylı gibi bakmamıza neden olan bisikletli kurye işinde çalışmaktadır. Wilee'nin bisiklet üzerinde bazı kuralları vardır;

* Freni olmayan bir bisiklet sürmek (Sadece arka fren)
* Frenin gereksiz olması (Rahmetli Colin McRae geldi aklıma, o da freni sevmezdi)
* Vitesin gereksizliği (işte bu konu tartışılınabilir)

Bu üç kuralı yerine getiren bir yol bisikletiniz varsa kurye işi olarak özellikle çok zaman kazanabilirsiniz. Wilee'nin işleri pek de iyi gitmezken üniversiteden aldığı bir mektub ile başlıyor macera, sonrasında işlerin daha da karmaşıklatığını ve aksiyonun hiç kesilmediğini göreceksiniz. Özellikle bisiklet aşıklarına sesleniyorum. Kemik kadronun dışında iki tane de güzellik eşlik ediyor, Dania Ramirez (Vanessa) ve Jamie Chung (Nima) Mektubu veren kişi hem de.




Unutmadan şunu da ekleyeyim, Joseph Gordon bu film için sekiz haftalık eğitim almış. Yoksa öyle böyle bu işin altından kalkınmaz.






7 Ocak 2013 Pazartesi

Kavırlıyoruz Kıvranıyoruz

Kavırlıyoruz Kıvranıyoruz

 Aslında bu duruma uygun bir foto bulmak çok zordu. Hani adı üstünde kavırlıyoruz (Cover, hani ingilizce var yani) ne olabilirdi ? Mesela gitar veya akustik performans sergileyen bir grubun fotosu bilmem ne... İşimiz çoğu zaman mizahi bir uslup olduğundan bu başlığımıza bu fotoyu uygun buldum. Sevenler, sevmeyenler ? Kabul edilmiştir. All right teyzecim ;)

 Geçen gün de bahsetmiştim değişik başlıklar da açılacak diye bu "Kavırlıyoruz kıvranıyoruz" başlığı bunlarda birisi. Bunu çıkış amacı ise tamamen beynimi absürd bir şekilde yemekle meşgul olan kemirgenler. Şöyle ki efendim ne zaman boş bir anım olsa bu Türkçe şarkıları değişik kelime oyunları ile değiştirerek söylüyorum. Baktım bu bir, iki, üç oldu yazayım, eğleneyim biraz da keyfime bakıp, sizlerle paylaşmak istedim. Ondan ilk cover parçamız ise Nükleer Başlıklı Kız  - Fondoten parçası. Aslında cover demeyelim buna. Çünkü sözleri değiştirilmiş. Daha çok alternati versiyonu olabilir. Kendilerini çok seviyorum güzel sözlerin yanı sıra nadir güzel sololar barındıran parçalara sahip bu grup. Kendilerinin aflarına sığınarak bu sözleri aktarıyorum bu[ara]ya. Yeni albümlerini en kısa zamanda bekliyoruz.

Fondoten

Artık her şey muzlu camlar ardında
gözler alıştıkça kalabalık reyonlara
bu yeni eski barkodlar zamanında
herkesin aklı fondoten fiyatlarında

kazık yerken yakalar fiş üzerinde bazen insan
ama giden para üstleri dönmedi hiçbir zaman
post makinasında kalamaz pinin hala görüyor duyuyorsan
ekstreyi bulamazsın nefesin biter, cüzdan solar

cüzdan dolu bu gerçek sliplerle
kendim yaslandım bankaların duvarlara
bu yeni eski çıkmaz reklamlarda
herkesin aklı fondoten fiyatlarında

zamanla yok olur gider borçlar
silinir gider bütün slipler
kapatamaz bu gerçekleri çipler


Esen kalın bizi unutmayın... Bir dahaki alternatif versiyonlarda görüşmek üzere :)

6 Ocak 2013 Pazar

Yeni bir projemiz vaaaaaar !!!

 Selamlar olsun size blog okuyucuları ve yazarlar. Efendim şu sıralar uğraştığım yeni konular, aktiviteler (motorsiklet kullanmaya başlamak, yol bisikletine sarmak) var ki her biri için sağlam malzemeler topluyorum. İlerleyen zamanlarda genel konularımızın dışında üç-dört tane daha başlık altından güzel haberler sunacağım sizlere. Bunun dışında saygı duyduğum bir arkadaşım ile yeni bir projeye başladık; Bilim Kurgu Magazin. Yine Blogger üzerinden yayında olacağız. Bunun dışında magazin kısmı sizi korkutmasın, işimiz traştan şeyler yapıp, göz boyamak değil. Sadece gerçek, güzel ve nadir bulunan bilgilere kolay ulaşılması için seçtik bu ismi. Şimdiden tasarımı bitirip konular üzerinde başlıklar oluşturduk. Sıra geldi yazmaya. Biraz yoğun geçecek, ocak ayı içerisinde sizlere doyurucu bilgiler vererek başlamak istiyoruz.

 Esen kalın Bu[ara]da :)









Adresimiz ise;

http://bilimkurgumagazin.blogspot.com/

Not: Anlamsız ve anlaşılmaz deneme yazımız var bir tane. Onu sadece kullandığımız tema üzerinde nasıl duracak diye yazdık ;)

1 Ocak 2013 Salı

Eskiden bu vardı (İETT Bileti)

  Öncelikle 2013 size şans, para, sağlık, mutluluk, huzur vs. şeyler getirsin efendim. Başka atraksiyonlar dilememi isteyenler varsa jet ski alacak kadar paranız olur inşallah. Daha ne diyeyim ? Yılbaşı da çok enteresandı. Bulunduğum yerde bütün siteler apartmanda oturanların aidat paralarıyla havai  fişek almış onu da öğrendim. Yani kulağıma gelmedi bu bilgi de nereden baksam bir site otuz tane falan patlattı yani ... Neyse.

 Eskiden bu vardı köşesinde akbillerin ve İstanbul kartın olmadığı zamana uğruyoruz. O zamanlar bilet vardı efendim. Teknoloji ile çok haşır neşir olan yeni bünyelerin bunu hatırlaması imkansız. Tanıtacağım bu bilet biraz daha farklı en eskisi evde duruyor fakat nereye koydum bilemedim. Aslında ilkini bulunca da onu ekleyeceğim onun yazısı ve hikayesi biraz daha farklı olacak. İlki biraz daha saman kağıdı idi. Öğrenci mor veya gri renklerde oluyordu. Sonra bilet ile sanırım biraz sıkıntı oldu ve biraz daha şekli şemali değişti. Bunun içine atılan kutusu da farklıydı. Kabul ederse ışık yanıyor sonra da içerisindeki kağıtlar öğütücüden geçer gibi kıyılıyordu. Nostalji nostaljidir diyerek evimizin bir köşesinde hala duruyor ve sanal alemde de sizlere sunuyorum efendim.


Siz Beğendiniz ;)

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı