29 Nisan 2008 Salı

Gelecek

Herşeyin sona erdiği yerdeyim
Ne beklediğimin farkında değilim
Umutlar sırt çantamda
Saatim durmuş
Yanıyorum bu durakda

Toz bulutu kaplı
Kapı gıcırtıları
Parmak ucuma düştü
Yağmur taneciği
Issız tavan arası gibi rutubetli
Anne koynu gibi sıcacık
Baba kızgınlığı gibi öfkeli
Kalmalı mı? Gitmeli mi?

Zincirlerim yok ki
Neden düşüneyim?
Bu saatten sonra neyin kararı verilmeli?
Tek bir yol var sonu nereye gider
Düşenmeden hareket etmek ise ahmaklığın göstergesi
Yeni bir yol mu çizmeli?

Haydi dürt kendini
Kalk ayağa yol uzun bekler beni
Arkama baksam boş kuyu karanlığı
Atmosfer bile hoşçakalı özlemiş
Yankılanır merhabalar

Sen

Ne şiir tadında ne şarkı ne de deneme birden akıverdi sözler.Atıl abi ile lost dizisi hakkında konuşurken muhabbet başka yerlere kaydı şeker tadında ortaya bunlar çıktı

Jack insan gibi birisiyle beraber olur
Kate gibi bir kadınla olacağıma
Juliet ile beraber olurum
Kadın dediğin sadakati sevmeli
Arkadan bıçaklamamalı
ama Sezar bile demiş sende mi Brütüs?

Aslında devamını getirmek isterim,getiririmde boku çıkar diye korkuyorum o yüzden tadımlık kalsın.

28 Nisan 2008 Pazartesi

Bu kremalı geceler

Ne zamandan beri deneme tadında,şarkı tadında yazıyordum uzun zaman oldu aktarmayalı

*Hastalık düzeliyor gibi mümkünse girmeyecek artık hayatıma yeni biri.Evet sert bir kural

*Kendini eğitmek hakikatten önemli ama şunu ele alıyorum burda kitap okumak,türlü festivalleri takip etmek efendime söliyim mi onu da bilmiyorum yani görgü bazında şimdi dışarıya baktığımda bi edep adap var nerden gidilir nereden yürünür nerde yol verilir nerden inilir... gibi buraya geldiğimde tamam bir acele olduğu belli ve artık kabul etmeliyiz metropol olduğunu İstanbul'un ama ayı görünümündekileri nası ehlileştireceğiz?

*Karşılaştırmadım zaten 90'ları gören biri olarak ki 90 öncesi ayıp olan şeyler şimdi sansürsüzce evimin kapısından içeri giriyor.

*Bazen spot ışıkları çok ağır olabiliyor.

*Ben alışmamışım civcivli hayata tek katlanışım güzel bir hayat kurmak.

*Yorulduğunuz zaman artık gelen gideni aratmayacak o kadar kişi kapınızı çalmış olacak ki,artık belli bir yerde durmak isteyeceksiniz o zamanda bekle babam bekle.Buna benzer sözü Erdem abi masör odasında söyledi o kadar tatlı söyledi ki böyle dokunsalar ağlayacaktım.Bu söz de bugün müzik dinlerken arabada kafamda şişti birden.

*Bu kısa oldu böyle n'apalım

24 Nisan 2008 Perşembe

*Bizim karşıda bi kız var triko üzerine dükkan etraf canlansın diye dışarı kolon koydu ama sesi sonuna kadar açıyor müziğin yani dayanmak imkansız özellikle de pazar günleri,geçende eve girerken düşündüm istek parça verebiliyor muyum diye.

*İki hafta kadar önce windows hata sesi var ya "dııın" diye.Pc'yi kocaman hoperlöre bağlamışlar idman yapıyorduk o hata sesi yusuf yusuf yaptırdı

*Florya'da istasyonun gerisinde çekmece tarafında yolun ortasında ağaç var kesmeyin tamam da kaldırımı ona göre yapın be abi adam ona çarpsa ne olacak?

*Daha önceki bi sayfamda yazmıştım kazaya kurban gitti tabi.Nuh der.Peygamber demez.E zaten Hz.Nuh'da Peygamber değil mi,böyle çelişkilere bayılıyorum.

*Aynı şey keza anasına bak kızını al ise erkeklerde babasına bakın

*Geçen radyo dinlerken sağolsun iki seneden beri kendi çapımda kıçımı yırtarak belediyenin en çok uğraştığı soruna değindi abimiz kaldırımdan başka birşey yapmıyorlar yahuuuu

*Dışarıyı görüp de diyeceğim hava atma manasında değil gerçekten bizim insanımızda biraz öküzlük var ne yolda yürümesi ya da bir edep yok kuraldışı.

*İstanbul bu sene daha bi sivri,acımıyor artık kimseye

*Facebook ilk başta herşey güzeldi evet artık boku çıktı artık yani nası desem çok afedersiniz ama yemekten sonra geğirenler grubu ne bileyim otun bokun bile grubu açılacak oldu zaten de işte yolunu yapıyoruz.

*Üzüldüğüm noktalardan biridir ki (acaba bunuda mı başlığını yapsak?) insanların tabi ki de artık mütevazi takılmasını beklemiyorum da kendilerini anlatıyorlar,sanki bir yarışma programına katılmış gibi bu özellikle ikili ilişkilerde çok oluyor ben böyleyim ben şöyleyim.Bravo hemde bir kilo alkış en temizinden ya bi günü geçirelim en kötü fikir sahibi olalım dicem zaten bayan olsun erkek olsun ayırım yapmıyorum bunlar böyle devam ederler bırak ben sorayım ne seversin ne giyersin en sevdiğin şeyler... yakında zaten yeni sevgili için CV hazırlama gibi bişey düşünüyorum belki o zaman tarihe geçerim.

*
işin ucunda yapayalnız da kalmak olsa tavrından vazgeçmeyen insan tavrı diye sosyomat'da bir yorum yazmışım beğendim sağolsun beğenmişler tabi ne zamandır okuyamıyorum yazılarımı dedim buraya uyabilir düşüncesinden aktarıyorum;


Gurur yapmak değilde köpek olmak ters gelir hep yala yala sadece onunn gözünde küçümsenmek boşa çekilen acılar halbuki kafayı bir çevirsek diğer tarafta ne kadar da sevimli bayanlar vardır.Gidene kal denmez artık ama insan otuzuna yaklaştı mı asıl burda işler ciddiyete biniyor sonra aaa ya o zaman çocuktuk muhabbetleri yapılıyor halbu ki ergenliği 15 sene önce atmadık mı?

Her zaman kılıfa uydurulacak birşeyler var.


Ekstra not yani gurur bence boş bir nedenler silsilesi nedenler aslında gururlar oluyor.Sanki akraba gibi ismi oldu neyse ne yirmi küsur yaşında hala çocuk gibi davrananlar karşındakinden olgunluk bekliyor...Bu uzar gider neyse sinirlenmeyeceğim.

devam edeceğiz

İçinden

Beni öldürseler
Kalırım gidemem
Hissedebildiğim tek kişi sen olabilir misin?
Burada ki sessizlik kulak uğultuyor
Hissedemem kendimi
Nasıldı gülüşlerin göremiyorum
Güzel miydi kahkaların?
Yumuşak mıydı yanakların?
Nasıldı dudakların?Öpemiyorum
Sesini duyamıyorum
Yağmur yağıyor,sen gitme

Kaybetmiş sanırım bu kendini
Aramaz yeni birini
Oturmuş bankta beş sene önce
Hala bu güzellik aynı değişmemiş gülüşün
Arar mısın ki birilerini?
Saklamışsın yeni çocuk heyecanlarını
Neşe dolu
Hala yağmur yağsa dans eder

Aniden durursun anlamsız
Diyebilirim sen mutsuz musun?
Sakın ağlama
Ben gitsem,sana birşey olmasın

16 Nisan 2008 Çarşamba

Nerede

Masumiyet kaybetmişiz aslında gibi devrik cümleler anlatır bu şahıs.Temiz sayfa açalım istediğimiz kadar atılanlar birikiyor bir yerlerde...Rüzgarda savrulurken yüzümüze tokat gibi çarpıyor elime alıp baktığımda kağıt ıslanıyor yok hava güneşli gözümden akan bir iki damla.
Kağıtta yazanlar -mış,-miş,-muş var biraz da.Düşündüm saniyelik konuşmalar,fikirler döküldü içimde.Asıl değerleri kaybetmiyoruz hep var sadece görmezden geliyoruz.Arzular yozlaştırıyor bedenleri,dikkat ettim arzular her zaman bizimle değil sadece arada bir azmakda olan bir hayvan gibi ona uyduğumuzda ise bir kerelik kayboluş başlıyor.

Kaybedilenler herkes için bir değil,şurası kesin geri gelmeyeceği gerçeği.Korkmuyorum karanlıktan zaten alınacakları aldınız.Gülüyorum o da benden sadece et parçasından bir şey kalmadığındandır yani.Sonra niye bu kadar gergin,soğuk soruları...Uzayda bile her gezegenden bir tane var burası Dünya ikizimiz var ama aramızda bile farklılıklar var bu bir kanun değil doğuştan gelen olgu sonra üzülmeyelim,birbirimizi değiştirmeye çalışmayalım.Neysek o değil miyiz?Birbirine değer verenlerin saygıları nerede?Sevgiler sandık içinde tamam ama bu bir çerçeve.Kendi hayatınızda yönetmen sizsiniz senaryo yazın istediğiniz kadar ertesi gün illa bir değişim olacak sizin etrafınızda dönmüyor,siz dönüyorsunuz etrafında bu çılgın Dünya'nın.Bir sene gözümün önünden akıyor takvim yaprağı gibi bir dikdörtgen içine sığdırmayı başarabilmişler saklayın eskileri,verdiğiniz değerleri koruyun,canınız pahasına değişecekse dengeler değişsin.Sonra derler kulak asmayın zaten konuşmazdı diye.Biliyorsunuz ki siz onu kaybetmemek için yaptınız,gülüp geçin.İçinizden kuruyup gidenler olabilir.Herkesin kendi doğrusu var eşittir dediğimizde kendi çapımızdaki tecrübeler bunları veriyor bize körü körüne bağlanmak mı?Hayır tabi benim çemberimde milyon insan var beni değil fikirleri en azından etkiliyor da demiyim fikirlere yeni bir bakış açısı katıyor.Tecrübeye değişik bakış açılarından bakarsanız işte tadından yenmez bir hal alıyor.Daha çok daha çok...Şunlarda olmuyor değil bazı ergenlik seviyeleri tespit edilmiş buna göre de sayısal veriler ortaya çıkıp bunlar böyle,şunlar şöyle deyip bilgimize sunulmuş ama sadece...


Yarım kalır bu yazı devamı gelmez
Tek şey var mazi değişmesin diye dokunmuyorum

14 Nisan 2008 Pazartesi

Yarım Kalan

Bir otel odasında
Kanı çekilmiş birşeyler gibi
İsteksiz,soğuk,düşüncesiz
Her odada ayrı drama
Sarhoş bedenler uçmuş
Yılanlar yatakda

Trenler
Her vagonda yeni umutlar
Bu gece sessizliğinde
Konuşan ışıklar
Yaz yağmuru gibi
Tenime değdin

Asansör
Her numara
Ayrı bir dünya
Her katta bırakılmış
Yanlızlık
Acısız direnişler buldum

Balkonlar ıssız
Misafir bekliyor

Sokaklarda zehirlenmiş
Tıpkı benim gibi ama
Acısını çekmez
Benim olmadığım gibi
Her terkediş bu rayları
İçimden tohumları alıyor
Bir daha hiç yeşermeyecek

(13.04.2008 İtalya-Torino)
Yarım kalan o gece için

5 Nisan 2008 Cumartesi

Kesintisiz Yorgunluklar

Yürüdüm sokaklarında
Sanki bir tene değer gibi
Dokundum
Duvarlara
Acılarımla gezdim
Sevgimi haykırdım
Neşemi paylaştım

7/24 ışıklar
Bu şehir ağlıyor
Kaldırımlar soğuk
Sanki alışılmamış bir ten gibi
Dokunmak anlamsız

Değiştirmeye çalışıyorlar ki
Değişen
İnsan,zaman ama mekan değil

Fazlasıyla bir insandan
Daha çok duygu var sende
Saklı bir sandık
Parçamsın sen benim kopamıyorum

Gidiyorum ama hep geri gelecekmişim
Aklım karışık
Soyutladım kendimi herkesten
Sadece anlamlı olan tek şey varsa
O da bu şehir

1 Nisan 2008 Salı

Aynalar

Dört duvar,bir kapı
Her duvar ayrı bir mazi
Hepsinde farklı duygular
Dokundum teker teker
Ürperdim!

Birine yüzümü döndüm,acıttı
Diğerine sırtımı dayadım
O güzel sıcaklık
Ötekine yaslanamadım bitirmişti
Yıllar önce beni

Küllerden doğmadım
Tam acının olduğu yerde
Açtım gözlerimi
İyilik mi?Maraz doğurdu bugün
Yalancı mı?Gitti dokuz köyden
Kötülükler istemsiz acılardan ibaret

Aynı döngüler acıtıyor
Yoksa tekil şahısların görevi bunlar zaten
Kafaya takarsak zincirleme
Boşversem gizli özne

Merhaba

İstanbul boğulmuş
İzmir tatlı güzellik
Antalya dinleyişte
Gönlüm parçalı bulutlu
Yüreğim ıssız bir çöl
Bağırmayın kimseler yok
Kurtaracak bizi

O ışıklar
Yalancı deniz fenerleri
Karaya yanaşmayı bekleyen
Bir gemi acısı içinde saklı

Bu limanda yalancılara yer yok
Haydi başka kapıya
Son umutlar
Yem bekler gibi suda yüzüyor

Sona Doğru

Hayatımdaki
Tüm yanlışlar
Yanlış kişiler
Yanlış zaman,yanlış mekan
Birer sinyalizasyon hatası

Şikayetleriniz
Beni kabullenmeyişiniz
Buyrun beyaz masaya

Derdin varsa gel konuşalım
Gidelim sessizliğe
Anlat ki yanlışlarımı göreyim
Ya da sus
Anın tadı damaklarda kalsın

Siz Beğendiniz ;)

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı