12 Haziran 2010 Cumartesi

Pink Martini (Temmuz Ayı Etkinlik seçimi)

 Mayıs Ayı'nın etkinliğini de yedikten sonra (Grease ki beklediğimden daha güzel geçti) şimdi de çok sevdiğim,o ses tonuyla uçuran ve havada bir iki tur attıran Pink Martini geliyor efem.Değişik dillerde şarkıları dile getirdiklerinden ayrı bir haz veriyor çoğu kişi ise "Ama Mio" cover ile biliyor.Çok da güzel yorumlamışlardır haklarını yemeyelim.Şimdi son albümden parçalar attım winamp'e düşünüyorum da orada düşük tempo da giderlerse inşallah uykum gelmez :D 5 Temmuz'da yine vazgeçilmez arena olan Turkcell Kuruçeşme Arena'da bizlerle olacak.6Temmuz'da ise Ankara'da ODTÜ MD Vişnelik'de olacaklarmış.Bize de beklemek kalıyor bu sıcakları görmezden gelerek.Detaylı bilgi için;

http://www.biletix.com/event.htm?id=LLPI1

7 Haziran 2010 Pazartesi

Sansüre gel de bok sür


  





Dokunma cızzz! Elleme,oturma,bakma,gülme,konuşma... ve en sonunda teknolojinin nimetine olumsuz komut Tıklama! Tamam internet dünyası gerçekten bir çöplük haline geldi fakat kardeşim bir,iki,üç derken hakikatten bokunu çıkardınız.Önce ismi meşhur sözlük'e bir yasak gelmişti ki onlar hala izlerini belli eder siyah bantlarıyla.Şimdi youtube'u geçtim hadi orda devamlı bir it dalaşı var.Atatürk kötülendi,millet kanlı bıçaklı oldu.Yahu Google'ın documents ve translate hizmetlerinden ne bok istiyordunuz?Onu anlamadım hakikatten.Herhalde Türk Milletine çeviri bile çok baksın sözlükten diyen zihniyet kesin dolaşıyordur etrafta veya bilgisayarında ofis programı olmayan adam bedava online ofis programı kullanmasın abi ne işi var? Diyen zihniyet'e bol soslu mısır ısmarlayıp su içireceksin.Dolaşsın isal isal.İpin ucu kaçtı,insanlar hangi kıstaslara göre karar verebiliyorlar onu anlamıyorum.Pornografiye koyarsın nedeni bellidir.Ergenlik çağındaki çocuğun gelişimini olumsuz engeller nedeni budur vs. ama anasını sattığımın yerinde yakında daha komik şeyler olacağı kesin.Hatta sevdiğimiz mizah dergisi bile çok önceden bunu görüp de kapak yapmıştı.İşler o kadar mallık boyutuna geliyor ki bir ara web sitelerine denetleme getiriyordu Devlet.Olay şöyle gerçekleşecekti eğer yürürlüğe girseydi; Her web sitesi güncellendiğinde güncellenen sayfa muhtarlığa bildirilecekti yazılı olarak.Çıldırmamak içten değil.Hani yakında daha uç ne olabilir diye düşünürken şimdi aklıma geldi.Cep telefonuyla konuşurken müstehcen kelimelere bip sesi falan konursa otomatikman hiç şaşırmayacağım aksine oyuncakçılarda satılan walkie talkie'lerden alıcam frekansları da bir şekilde tutturacağız artık.Başka bir açıdan yine bakarsak Google'a gerçekten ciddi bir tepki var.Almanya'da street view özelliği ile çıkan bisikletli araçlar veya normal binek araçlar şifresiz ağ bulduğunda direk oraya bağlanıp giden-gelen verileri depoluyormuş ki burada Google harbiden kaşınmış.Dışarıdan saf kullanıcı dostu ve web hizmeti veren bir servis ve şirket gibi gözüken abiler arada ipin ucunu kaçırıyor.Bilgisaraya kurulan tüm Google üçüncü parti yazılımları kullanıcı bilgileri toplayıp bunları istatistik olarak depoluyor.Mahremiyet mi?Bunu takan yok şimdilik.Bu [arada] kötülemek için söylemiyorum gerçekleri anlatıyorum.İşin devamında blogger hatta gmail bile kapanmaya gidebilir.Gmail ama son sınır olur çoğu kişinin gmail kullandığını düşünürsek baya bir ses gelebilir.
   DNS ile çözüm şimdilerde yavaş yavaş sona da eriyor gibi gözüküyor.Hayra alamet işler değil ama sonumuz hayrola diyoruz.Yakında sağ tarafta "Kendimi şanslı hissediyorum" yerine "Ben Türk'üm bana gösterme" butonu da çıkabilir.Hepimize geçmiş olsun.

4 Haziran 2010 Cuma

İğne Zamanı

 Bonus Card 10. yaşını kutlarken ben onun pek sevgili olan mı artııık sadece sömürgesi olan bir müşterisi miyim?Bilinmez ama şurada ki korkum kesin "Köprüyü bedava yaptı günü birlik" bunun acısı illa bir yerden çıkacak.Öyle almadan vermek...Ya ekstreye bir şekilde yansıyacak bu.Ne olur? Kredi kartı aidatını mı arttırır? Yoksa vadesiz hesaptakilerin işletim ücretlerine mi zam yapar? Orası meçhul.Biz yine alışılmışın içinde ödeyeydik de beleşi kusur kalsaydı taraftarıyız.Geçenlerde yine kendi kafasına göre işlem yapmış,aradım kendi bünyesindeki müşteri hizmetlerini baya bir fırçaladım.Sonuç olumlu fakat buralara kadar gelmesi işin üzücü.
 Başka bir bankanın yine beni ve önümdeki on kişinyi gaza getirip temassız kart çıkarışını da unutamıyorum.Bunu şu amaçla çıkardı hem de üstüne özellikle basa basa "Yakında metrobüslerde bozukpara olayı kalkacak,elinizdekileri bu karta yükleyip temassız geçiş yapabileceksiniz" demesi üzerine herkes 18'lik ergen ateşindeki gibi formları doldurdu (bende dahil :D ne boka yanıyorsak) sonra neyse akbil makbil davaları canımı sıkıyordu.Dakka başı az kaldı yeniden yükle,yok efenim doldurma kuyruğu bekle,önündeki iki saatte parayı tanıtamaz... Uzar gider.Dedim bir kerede yükleyeyim de şu karta temassız tak tak geçerim.Unuttum falan.Neyse ertesi güne kredi kartı ödemem var ve unutmadan da sorayım dedim kullanaabiliyor muyuz? Diye (çünkü o zamana kadar sadece beşi bir yerde kullanan gördüm,diğer olaylardan ses seda yoktu) üstüne ne cevap gelse beğenirsiniz "Yok kullanılmıyor" Kan beynime sıçradı ve orda kalakaldı.Sen gel çıkart (hadi orası zor değil) üstüne bir de kart aidat parası iste.Ohooooo ölme eşeğim ölme sen zaten bana normal çıkartıyorsun.Böyle kim bilir kaç kişiye yaptılar.Yok efenim neymiş temassızmış.Ben temassız bir sürtücem o zaman görün siz kıvılcımları.Havai fişek bilem patlatıcam efem :D

 Toplu taşıma araçlarından biraz muzdaribim.İşe gittiğim-geldiğim tek araç var İETT bünyesinde 73T.Ben hayatımda böyle bir otobüs yolcusu,şoförü,hattı ve çalışma disiplini görmedim.Yavaştan görüyoruz ama.Facebook ortamında da sinirli olduğum zamanlar yazarım başlığıma (ünlü değiliz sallamanız gerekmez ;) Ünlü şoför abimiz kafasına göre sürer,istediği durakta durur,istediğini alır.Daha bugün kadın inerken kapıyı kapamaya çalıştı,uyarmasak ikiye bölünüyordu.Akşam özellikle de sene ortasında 21:00 ve sonrası seferlerini kafalarına göre idare ederler.Başka yerlerden dönerler.Biz çok afedersiniz göt ve göte benzer şekillere bürünüyorduk ki güzel sanatlar öğrencisi o esnada önümüzden geçerken.Bir de resmimizi çizdi.Duygulandık tabi ki de.Ek yapıp,metrobüse de değineyim diyorum da o daha beter.Aklın bittiği yerde engelliler için merdiven başlıyor yeni yeni bir kaç yere rampa yaptılar.Herkes düz mantık.At gözlükleriyle koltuk başına oturanların acılarını biz çekiyoruz.Hizmet akıllıca ama uzun vadede olmalı ve bir kere yapma şansın varken en iyisini,ilerisine dönük olarak yapacaksın.Yarın öbürgün yolu bozulacak (ki bozulan yereler baya var) bir sürü uğraş ki Allah'tan uğraşı çok seven bir milletiz.Devamlı boş yere emek harcansın.Neyse bu kadar bu olaya değinme yeter.






Sağdaki pikçır da :D Günümüz 1. Haçlı Metrobüs Seferinden bir karedir efenim.Hoşçakalın,yeni bir İğne Zamanında görüşmek üzere.

2 Haziran 2010 Çarşamba

Kapak ve direk (Eurovision 2010)

 2010 Eurovision şarkı yarışması için Ülkemizi Manga adlı grup temsil etti.Şarkının fır döndüğü zamanlarda tv'lerde ben pek olaya hakim değildim.Etrafımdakiler "Ya dinledin mi?" "Bence zor" falan gibi laflar duydum.Dur bir de ben dinleyeyim dedim.Pek başarılı bulmamıştım onun da nedeni şu olsa gerek; illa kendi müzik zevkime göre kıyaslama yapacak olmamdı ki sadece rock ve metal'e göre yapmıyordum.Sözler akıcı oraya eyvallah fakat ritimler arası tutmuyor gibi geldi.İlk 20 oralarda dolaşırız diyordum ki tv'yi açıp izlemedim bile finali (Minikler turnuvam vardı.Can alıp,can veriyordum :D ) Ertesi gün radyodan öğrendik ki 2. olmuşuz ne de güzel tabi şu patlak veren İsrail olayıda işin içine girince istemeden sorasım geldi.Hangi Ülkeler bize yüksek puan verdi?Biliyorsunuz ki Eurovision işin makyaj kısmında şarkı yarışması ama iş oy kısmına gelince ülkeler ellerindeki tek silahı oylama yaparak kullanıyor ve hiç konuşmadan size cevabını bildiriyordu.Hatta şimdi bunları yazarken NTV'nin net sayfasında Can Dündar ile olan röportajlarını izliyorum.Can Dündar bile işin kulis tarafını merak ediyordu.Yüzdüler yüzdüler işin kuyruğuna gelmişlerdi.Sunuculardan Fransız olan sunucu (adını da bulamadım,araştırdık,ya da gözümüzden kaçtı) "Bu şarkıya kim oy verir?" diyerek küçümsemiş ardından cevap mikrodalganın o güzel sıcaklığıyla hemen gelmiş Fransa 12 puanı yapıştırmış.Ablaya hemen Erikli Su'dan güzel bir kapak gelmiş anlayacağınız.2. Yarı finalde de Erik Solbakken (Bir de diğer taraftan baksa ne olacak çok merak ediyorum) Türk Bayrağı kravatını yere atmış.Ona da burdan Guiness rekorlar kitabına giren en uzun bayrak direğini zeytinyağsız takdim etmek istiyorum siz de izin verirseniz ki vereceksiniz biliyorum.Bayrak direğini planlı koyuyorum ki arkadaş zorlanmasın efenim :D Kalın sağlıcakla.

Siz Beğendiniz ;)

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı