17 Mart 2013 Pazar

Görmek için


 Bu yazımız biraz toplumumuzu olabildiğince objektif bir biçimde ele almak. Bir açıdan ne kadar çok düşünce ve ayrıntı çıktığını gördüğünüzde şaşırabilirsiniz hatta ben de bu yazının nasıl başladığını kafamda tasarladığımda şaşırmıştım kendime.

 "Görmek Önemlidir"

 Yener Kızılkaya

 Yener Kızılkaya İstanbul - Bakırköy'de bir dersanenin geometri öğretmeniydi. Sayısal derslerden de pek hazzetmem açıkçası ama geometri ve fizik derslerini beceremesem de ayrı bir seviyordum. Geometri öğretmeni de hep soruları çözerken "Görmek Önemlidir" Derdi. Gerçekten de öyle o açıları veya üçgenler içinde üçgenleri bulmak "Bakmak" ile olacak şey değildi.

 Görmekten bir başka ele alacağımız konu ise toplumumuzun en kolay işi nasıl sindiremediği veya koyun misali çobanın devamlı dürteceğini anlatmak. Efendim şimdi sokaktaki insanlara baksam hadi asdece önüne bakarak yürüyenleri bir kenara koyarsanız telefonla bile konuşurken yürümeyi beceremeyen insanlar var. Tamam o esnada kim bilir neler konuşuyor ? Fakat etrafını görmesi de gerekmez mi ? Beden dili olarak şu sinyalleri verdiklerini anlıyorum. Kafam zaten yerde (Başka bir işle uğraşıyorum) en kötü birisi dürter ben yoluma girerim. Bu cep telefonu icat edilmeden önce de böyleydi, insanımız alışmış devamlı dürtülmeye. Üzüldüğüm nokta da burası.

 Hatta telefonla konuşup, yürüyemeyen bir toplumun trafikte araba kullanamamasını da eleştirmemek lazım. Kızmayın sakın. Bazen ben de bu hataya düşüp, kızıyorum ama kızmamak lazım. Hatta en komik durum ise araba kullanan insanların trafikte birbirleri ile takışması. Evet farklı araçları kullanıyoruz, fakat trafikteki kurallar herkes için aynı (Acil durum halleri hariç) Türkçe konuşuyoruz ama anlaşamıyoruz. İnsanlar en kolay yoldan kestirip "Eğitim Şart" kalıbını söylüyor da o eğitimi veren yer var mı acaba ? Herkes bir yerlerden kaçıyor, bilgi vermeyi ve bireyleri eğitmekten kaçıyor. Sonucunda ise bir şey bekleniyor. Yani vermeden almak günümüzde adetten olmuş.

 Kendinizi tembel bir çiftçinin yerine koyun. Toprağa bir şey ekmeden bir hasat zamanı bekleyin. O zaman ya toprağı ya da yerden bitmiş yeşillikleri yiyeceksiniz. Yok ben hazırcıyım başkalarının yetiştirdiklerini yerim derseniz de bu işi layıkıyla yapamayanlara da kızmayın lütfen. Konudan fazla sapmayalım, basit bir iş üzerinden çıktık nerelere geldi değil mi ? Malesef biraz görme yeteneğimizi geliştirmemiz ve bakış açılarımızı değiştirmemiz gerekiyor. Geç kaldık ama nereden dönsek kardır diyoruz.

 Hoşçakalın, sevgiyle kalın :)

0 Sen ne diyon birader? Anlat:

Siz Beğendiniz ;)

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı