4 Ağustos 2011 Perşembe

Gri Muhabbetler

  Dilin kemiği yok her yere esniyor,hani güzel dilimze söyleniyoruz ya arada sırada! Ya abi aslında öyle demek istememiştim diye fakat burda iki farklı eylem türü gerçekleşiyor.Birincisi aklımızdan istediğimiz gibi işleme almak (her insanın yaptığı) ikincisi ise, dötümüzden anlamak.Neyse bu işin biraz da makara kısmı.

 Asıl değinmek istediğim ise;

İş yerinde olsun,okulda,apartmanda yani insan ilişkilerinin olduğu her yerde "Bok atma" diye tabir ettiğimiz kötüleme,beğenmeme hatta az biraz arkasından konuşma olayına değiniyorum.Fazla uzun bir yazı değil sadece kimlerin ne yaptığını ve nasıl başlarına geldiğini söylemek istiyorum.Eskiler büyük konuşma derlermiş aslında haklılar.Gün olur devran döner :) işin can alıcı kısmı da devamlı etrafımda/etrafımızda dönen olumsuzluk bulutları yani insanlar neden hep kötü kötü kötü düşünüp,kötü yorumlayıp bu güzel havayı bunaltırlar anlamış değilim ve bok attığın kadar da boka batarsın diyorum ben.Neden mi?
 Büyük konuşmanın insanı tepetaklak ettiği gerçeği bir süre sonra kendini mükemmel insan kılığına sokuyor ve üstün insan hataları kabul etmeyip bu sefer diğerlerinin hatalarına takılıp dalga geçiyor ama gel gör ki bir bu kadarı da kendi başına geliyor.Tam açıklamaya gelirsek bok attığın kadar da boku yersin biraz kaba oldu ama yapacak bir şey yok! Çünkü o boku attıysan muhakkak bir şeyler yemişsindir.Kimse durup dururken kounşmaz he boş konuşanı da var,dolu konuşanı da var asıl mesele o doğru konuşmanın direk etki etmesi.

 Güzel sözlere hasretiz.Yıkıcı değil,yapıcı eleştirileri de beklemekteyiz.

 En önemlisi de birazcık olsun güven vermeliyiz

Bir o kadar aktığı gibi,bir o kadar da geleni var

0 Sen ne diyon birader? Anlat:

Siz Beğendiniz ;)

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı