14 Temmuz 2010 Çarşamba

İzleyici Kültürü (Dünden Bugüne Neler Değişti?)

 Evimize destursuz giren bir teknolojiyi nasıl olur da sevebiliriz?Hatta yeri geliyorda onu sahipleniyoruz.Kuralları vardı şaşırmıştı insanımız ilk defa ağzı olmayan biri vardı ama kendini izlettiriyor ve dahası sözünü de dinlettiriyordu.Zamanla zombi sınıfından insan grubu türedi.Tepkisiz,sülük gibi ekrana yapışan,kanı donuk ve malesef acı gerçek olan yalan haberlerle uyutuldu.Darbesi geldi,sansür'ü geldi,rtük geldi,kapatıldı,açıldı.Yine kendinden aldığı güçle ayakta kaldı.Her istediğinizi vermeyen bu görsel kutu insanların aklında hep "belki" lafını yerleştirerek daha da izlenir hale getirdi kendisini.Gerçi nereye çekersen oraya gider de olabilir ama malesef iyiliğini yitirmiş durumda.Buraya kadar iş böyle...

 Gelelim işin bizler tarafına,dedik ya izleyici kültürü.Günümüze doğru alışkanlıklar pek bir değişti.Dizi furyalarının son bir kaç sene içerisinde patlamasıyla neredeyse bütün programını diziye endeksleyenler vardı.Radevularını iptal edenler,akşam yemeğini ona göre ayarlayanlar,hatta o gün en sevdikleri varsa kombo paket yapıp hiç evden çıkmayanlara şahit oldum,olduk.Bizim üst kattaki Necati Abi hakkında rivayetler vardı bir ara demişler ki,abi bak fazla haşır neşir olma sonu kötü olur sonuçlarına katlanamazsın! Oralı olmayan Necati Abi hızını alamayıp TV ile bir temas noktasına gelmiş.Arada bir oğlu geliyor uğruyor buralara bazen renkli geliyor bazen de siyah-beyaz kafa atacak diye korkuyorum kablolu yayın bir de :D

 Yozlaşmanın ilk belirtileri bunlardı.Sonraları ahlak bazında "Kendimizi nasıl kaybederiz?" olayına sıra gelmişti.Eskilerin anlattığı "Filmlerde ufak bir dudak teması görsek gözümüzü elle kapardık" ibaresini yavaş yavaş akldırmak için her filmde mutlaka hayatında bir dönüm noktası olan karakterler konmaya başlandı ve o kadar normal sunuldu ki "Her yalnız birey kafa dağıtıp bardan sonra illa bir hatunla geceyi geçiriyordu" bu işi gerçekten TV başardı.Önceleri kanıksandı ama yavaş yavaş normal bir hale geldi ve hatta şimdi insanımıza o kadar basit geliyor ki "Aaaa başka atraksiyon yok mu?" kısmına kadar geldi.Dikkatli bir liste yaparsanız kendinize en baştan-en sona doğru bir liste yaparsanız değişimi mutlaka göreceksinizEn ciddi filmlerde bile illa bunun eklenmesi bazende işin bokunu çıkarıyor efendim (Efendimler yesin seni)

 Bir sonraki olacak değişim,özellikle gençleri hedef alacaktı.Sigara ve alkol her gencin hayatından en az bir kere geçen serbest radikallerdi.Sigara kullanımı ya sıkıntıdan ya da en bildiğimiz klişe olan arkadaş tavsiyesiydi.TV'ye göre bunla sınırlı kalmamalıydı.Bir ara yasak geldiğini hatırlıyorum Hollywood'a ama tabi ki film endüstrisini yöneten koskoca stüdyoların umrunda olacak mıydı?Kan kaybedilecekti ve bunu da kimse istemezdi.Yavaştan o da kalktı.Alkol olayı klişesi de bu yalnız adamımızın bar sahnesindeki kısmı.Bir,iki kadehi o kadar çok gördük ki veya eve yorgun argın gelen adamımız neredeyse tüm gün bir şey yemiyor eve gelip,ceketi attı mı bir güzel kanepeye evin en güzel köşesinden alıp şişesini bir duble dolduruyor varmayın siz onun keyfine halbuki mide açlık krizi geçiriyor.Bu olay da empoze edilen kısımlardan.

 Şu sıralar patlak veren ilk BBG (Biri bizi gözetliyor)  yarışmasından sonra "Merak" öğesi yüksek dozda verildi.Yok Ahmet ne yaptı? Yok Veli tuvalette ne bok yedi? Gibi elalemin derdini malesef halkımıza gerdirttiler(Evlendirme programlarına fazla girmek istemiyorum onlar ayrı bir dava ki o tür programların da nasıl döndüğünü anlatsam çene ameliyatı olursunuz)Şu anda da zaten insanlarımızın çoğunda hep o onu yapmış,bu bunu yapmış var malesef kimse kendi yaptığı işin farkında değil kendilerinin farkında değil.Bu o kadar üzücü ki!Hani darbeler Ülkeyi bir o kadar geri taşırdı ya,işte bunlar da darbesiz geriye gidişler.İkinci,üçüncü tekil veya çoğul şahısların yerine kendimizle biraz ilgilensek bir sonraki adım gelişme olacak.

 İşin yavaş yavaş sonuna doğru gelinirken "İzleme" eylemi tabii ki devam edecek buna dur diyemeyiz.Hı ne vardır?Bilinçli ve bilinçsizce izlemek.Ekran karşısında sizi yönlendiren kimsenin olmaması (ailenin düzeyi) halinde zombi izleyici olarak nitelendirdiğim bu grup ortaya çıkıyor.Onsuz olamıyor hayat ve ekran içine gömülme var kimileri bundan rahatsız olmuyor ya da farkında değiller ve ses düzeyi kimi zaman en üst seviyelerde geziyor.

 Bu anlattıklarım belki çoğu kişinin işine gelmeyebilir veya sadece bunlar mı var denebilir.En basitinden hiç bir özel paketi olmayan tv kanallarından bahsederek yaşananlardan yola çıktım.Bir ara belgesellerin gündüz vakti yayınlandığı zamanlardı.İnsanlar sorgulayabiliyorlardı.Şimdi sorgulama biçimi yine var ama soruların önündeki kalıp değişti "Aptal soruları" dediğim sorular ortaya çıktı.Bir şeyin yararı veya amacından alınacak sonuç yerine tamamen alakasız fikirler yürütülmeye başlandı.Önemli bir unsur aslında!!! Bu kısım sadece belgesel ile ilgili değil tabbi ki de kültür seviyesini arttırıcı,bir kademe arttırıcı olarak anlatmak istedim.

 Çizgi filmlerin yapısı gözle görülür oranda değişti (çiziminden tutun da...)
 Diziler keza onlar da nasibini aldı (Kimin eli kimin götünde?)Cevaplar için 2222'e mesaj atın
 Bilgi aldığımız bir diğer medya organı TV haberlerinde tüm alaksız olayları görebiliriz
 Konsepti tamamen beyinleri uçurmak olan programlar

 ve sonucunda ortaya çıkan (yetişen) bireyler sadece TV aracılığıyla mı oluyor?Hayır ama yüksek bir paya sahip olduğu çok açık ve biraz da saçık.İpin ucu her haliyle kaçmış,doğrular her gün toprağa gömülüyor ve bu durumda da bulmak bizlere düşüyor.Görüşmek üzere öpüyorum efenim

0 Sen ne diyon birader? Anlat:

Siz Beğendiniz ;)

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı